BEDİÜZZAMAN’NIN KÖYÜ NURS-3

Coğrafyamızda, üzerinde bulunduğumuz topraklarda Dünyaca tanınan ve kabul edilen bilginler, Begler, Mirler ve Alimler yetişmiştir. Bu değerli şahsiyetleri zaman zaman dile getirmeye çalışıyoruz. Bu toprakların bağrından çıkmış bilgin ve alimlerden birkaç örnek verecek olursak: Persler döneminde, (İskender takvimine göre 652) o zamanki adıyla Nsibin (Nusaybin)’den Arbil (Erbil)’e kadar hakimiyetinde olan Qardah, Mevlana Halid Zülcenaheyn, İsmail Ebül İz El Cezeri, Bediüzzaman Said Nursi. Bu ve daha bir çok isimlerini sayamadığımız bilge ve dahi şahsiyetler bu coğrafyada doğup büyüdüler. Geneli kuytu ve gözlerden ırak köylerde, fakir bir anne ve babanın evladı olarak dünyaya geldi. Bende bu büyük ve azametli şahsiyetlerden sadece bir tanesi olan Bediüzzaman Said Nursi’nin doğup büyüdüğü köyüne gittim. Dört gün boyunca köyde kaldım. Köyde doğup büyüdüğü evi, gezdiği dağ ve yaylaları dolaştım. Gerek köyünde gerekse çevresindeki köylerde ki alimlerden ders aldığı yerleşim yerlerine, medreselerine gittim. Bediüzzaman Said Nursi Bitlis ilinin Hizan ilçesinin Nurs köyünde dünyaya gelmiş. O zaman Hizan ilçesine bağlı bir nahiye olan İsparit’e bağlı bir köydür. Dokuz yaşına kadar köyde anne ve babasının yanında kalmış. Çevre köylerin alimlerinin yanında ders alırken bazen tefekküre dalmak için dağlara, yaylalara çıkardı. Bu dağlardan bir tanesi “ Çiyayé Ava Berxa” dağıdır. Bu dağa, Mir Davut çeşmesine Telars köyünden iki bin metre yukarıdaki yere Ali Rıza Dalar hocamla yaya tırmandık. Çeşmenin başında oturup Bediüzzaman’nın buradaki tefekkür halini hayalimizde canlandırdık. Çeşmenin başında beraber oturduğumuz Nurslu Alim Ali Rıza Dalar hocamız Bediüzzaman’la ilgili hikayeyi anlatmaya başladı ve dedi ki: “Bu dağın zirvesine yakın olan çeşme Mir Davut çeşmesidir. Mir Davut Koçerlerin miri idi. Mir Davut Mireklerin devamıdır. O zaman Koçerler Çiyayé Ava Berxa’ya yüzden fazla kıl çadır kurardı. Bu karşıda görünen yüksek dağ da Bélejor dağıdır. Zirvesine çıkıldığında Nurs köyü gözükür. Bediüzzaman Said Nursi-Said-i Kürdi bu çeşmenin başına gelir, su ihtiyacını giderir, abdest alır ve dağın zirvesine çıkar tefekküre dalardı. Bediüzzaman’nın bu tefekkür ve ibadet zamanları bazen yirmi günü bulurdu. Gece gündüz aralıksız burada kalırdı. Yaylada koyunlarını otlatan Koçer Sofi Şahin arada bir Bediüzzaman’a çorba götürürdü. Sofi Şahin bir gün yine Bediüzzaman’a çorba götürür ama onu aradığı halde bulamaz, nihayet Bediüzzaman’nın ona doğru geldiğini görür, yanına varır ve Sofi Şahine der: “Her geldiğinde beni bulmasan da çorbayı buraya bırak ve git. Hiç beklemene gerek yok. Ben seninle konuşmadan da benimle konuşma.” dedi. Devamla “Nurs köyünün yanı sıra Tağ, Gayda, Noşin Şeyhlerinden de ders almış. Zamanın Bitlis valisi Ömer paşanın konağında 2,5 yıl, Van Valisi Tahir paşanın konağında da 4 yıl kalmış. Bu kaldığı zaman zarfında tüm vakitlerini konakların kütüphanelerinde kitapları okuyup mütalaa ederek geçirmiş. Bu iki konaktaki kütüphanelerdeki kitaplardan 90 cilt kitabı hafızasına almış ve ezberlemiş.” Dedi.

Nurs köyünde kaldığımız misafirhaneye doğru yürürken evi misafirhaneye komşu olan yaşlı bir amca evinin önünde oturuyordu. Selam verdik selamımızı aldıktan sonra hoş geldiniz buyurun oturun dedi, bizde yanına oturduk. Adının Cebrail Aktaş olduğunu öğrendik. Biz Bediüzzaman’ın köyüne geldik. Köyünü, köylülerini görelim dedik. Hoş sefa geldiniz dedi. Bizde kendisine teşekkür ettik. Dedi ki o zaman bende size Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili bir hikaye anlatayım; Şu karşıda ki dağı görüyormusunuz? Yönümüzü dağa çevirdik heybetli bir dağ, uçsuz bucaksız bir genişlik ve yükseklikte. Bu dağın adı Kehniya Dinandır dedi. Said Nursi bu dağın zirvesinde Ruslarla savaşıyordu. Bir Sabah Said Nursi’nin babası Sofi Mirza camiye sabah namazına giderken Nurslu bir adam koşarak Sofi Mirza’nın yanına gelir ve dedi ki senin oğlun Said Kahniya Dina dağında şehit oldu! Sofi Mirza biraz durduktan sonra o adama dediki dur hele ben camiye gidip namazımı kılayım. Sofi Mirza Camide namazını kılıp çıktıktan sonra aynı adama der ki oğlum Said şehit olmamış yaşıyor. Çünkü ben onun şu an Ruslarla savaştığını biliyorum, oğlumun tüfeğinin sesini şimdi işittim.

Nurs, Tağ, Ğayda, asıl adı Şeyh Muhammed olan Fekiyé Tayra’nın medfun olduğu Miks, yine Fekiyé Teyra’nın makamının bulunduğu yer olan Şandiz, Cizre, Basret, Norşin aynı pınarın farklı kolları, aynı annenin evlatları. Bu bir miras kökleri derinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M.Emin BOZKUŞ Arşivi

BEDİÜZZAMAN’IN KÖYÜ NURS 2

16 Temmuz 2025 Çarşamba 00:36

BEDİÜZZAMAN’IN KÖYÜ NURS-1

07 Temmuz 2025 Pazartesi 00:37

İSABETLİ VE ANLAMLI BİR KARAR

19 Haziran 2025 Perşembe 00:50

MEZOPOTAMYA: FELSEFENİN İLK ANAVATANI

10 Haziran 2025 Salı 01:33

YAĞMURLAR ESKİSİ GİBİ YAĞMAZ MI?

24 Nisan 2025 Perşembe 01:01