MEMLEKETİMİZİN DENGBEJLERİNDEN BİRİ: MEHMEDE YEĞMUR

Memleketimiz, coğrafyamız birçok ilim ehlini, alimi, halk kahramanını yetiştirdiği gibi, halk nezdinde kıymet arz eden denbéjler, ozanları da yetiştirmiştir. Örneğin Cizre’ de tarih boyunca her bir köçkün, her divanın bir dengbéji de olurdu. Her aşiretin mutlaka bir veya birden çok dengbéjleri olurdu. Bu dengbéjler coğrafyamızın insanları tarafından büyük bir saygınlıkla kabul edilirdi. Memleketimizin dengbéjlerinden birkaç örnek vermek gerekirse: Mehmed Arıfé Cıziri, Ayşe Şan, Meryem Xan, Şakıro, Evdalé Zeynıké ve Mehmedé Yéğmur.

Biz Mehmedé Yéğmur’u kısaca anlatacağız. Mehmedé Yéğmur’un doğum tarihi bilinmemektedir. Lakin 1940 yılında vefat etmiştir. İdil ilçesine bağlı eski adı Ayseré, yeni adı Pınarbaşı köyünde ikamet etmiş ve orada vefat etmiştir. Mezarı Pınarbaşı köyü kabristanındadır.

Mehmedé Yéğmur’un dedesi Delé Har şu anda Dargeçit ilçesine bağlı Gızré köyünde ikamet ediyordu. Köyde meydana gelen müessif bir durumdan dolayı köyü terk etmek mecburiyetinde kalan Delé Har ve obası İdil’e bağlı Kuyulu köyüne yakın bir mesafede olan Germık mevkisine çadırlarını kurmak üzere gelirlerken bir Cin düğününe deng gelirler. Delé Har ne olur ne olmaz diye obasına emr eder ve der ki: “ Kılıçlarınızı kuşanın.” Bunu gören düğün alayı panikler ve ileri geleni Delé Har’ın yanına gelir. Der ki: “ Bize zarar vermezseniz mutlaka size bir iyiliğimiz dokunur. İki taraf anlaşır. Oba yoluna devam eder. Delé Har obasını Germık’e mevkisine kurar. Bu arada Delé Har ağanın bir oğlunun bir erkek çocuğu dünyaya gelir adını Mehmedé Yéğmur koyarlar. Daha küçük yaşlarında lavık mırıldanır, çölde, bayırda, köyde. Memlekette güzel sesi ve güzel kılamlarından dolayı tanımayan kalmaz. Öyle ki bu güzel sesinden dolayı Haco Ağa Mehmedé Yéğmur ile dostluk kurar. Bu samimi dostluğundan dolayı Suriye Devletinde sürgünde iken Ayseré köyünde ikamet eden dostu Mehmedé Yéğmur’a bir ulak gönderir, ulak Ayseré köyüne gelir ve Mehmedé Yéğmur’u bulur der ki: Ben Haco ağanın habercisiyim. Haco Ağa’nın sana çok selamı var. Seni çok özlediğini söyledi lakin gelmesinin yasak olduğundan, senin yanına gelip hasret gidermesini istedi. Mehmedé Yéğmur hemen hazırlanır ve Haco Ağanın gönderdiği haberciyle beraber Suriye’ye, Tırbesıpiyé’ye gider. O zaman Tırbespiyé İngiliz Devletinin egemenliğindeydi. Haco Ağa misafirini, Mehmedé Yéğmur’u ayakta karşılar. Hoşamedi, ikram ve uzun bir sohbetten sonra Haco Ağa Mehmedé Yéğmur’a: “Mehmedé Yeğmur biliyorsun ki sen benim değerli bir dostumsun. Senin sesin çok güzeldir ve repertuarın çok zengindir, beş gün beş gece aralıksız kılam-lavık söylesen sesinde bir değişiklik olmaz ve hiçbir lavıki iki kere tekrar etmeden söylersin. Benim elim uzundur, dediğimi yaparsan seni Bağdat’a göndereyim. Bağdat radyosunda bu kılamları-lavikleri söylesen dünyanın büyük bir kısmı seni tanır ve tarihe mal olursun. Eğer tamam dersen Bağdat yönetimine bir mektup yazarım.” Der. Mehmedé Yéğmur Haco Ağaya çok teşekkür eder. Lakin Bağdat’a gidemeyeceğini, nedenleri ile beraber anlatır, Haco’nun teklifini kabul etmez.

Bir sebepten dolayı Ayser’e köyünün ileri gelen birkaç adamı ile beraber şu anda Suriye Devleti hududları içerisinde olan ve Naif Paşa’nın himayesinde bulunan Hayaka köyünde Mehmedé Yéğmur’da tutukludur. Naif Paşa’nın emriyle ayakları prangalara vurulmuş bir şekilde paşanın kıl çadırına yakın üstü kapalı bir yerde tutuluyorlar Mehmedé Yéğmur ve diğer köylüler. (Naif Paşa Mustafa Paşa’nın oğludur. Mustafa Paşa Cizre Mirlerininin son paşalarındandır. İdil’e bağlı Koveğéli Abdulcelil Aslan Naif Paşa’nın bir kızı olan Ayşé’ya Paşénin oğludur.) Naif paşa kendi çobanının kızına aşık olmuş. Bundan dolayı memleketteki dengbéjleri sıra ile yanına çağırır ve sürü ile beraber Naif paşanın kıl çadırının yanından geçerken çobanın kızı; dengbéjler paşa ile kız üzerine kılamlar-lavikler söylerdiler. Mehmedé Yéğmur’un tutuklu olduğu yer Paşanın çadırına çok yakın olacak ki dengbéjlerin kılamlarını-laviklerini işitiyor, dinliyor. Bir gün bir dengbéj Paşaya kılam söylerken tutuklu, ayağında pranga olan Mehmedé Yéğmur o güzel ve tiz sesiyle Naif Paşa ve çobanının kızı üzerine bir kılam söyler. Der ki:

Bakek rabu ji aliyé vé tenine

Vi bayi hengeheng e

Tirsa min a li wé tirşe vé sibeké lé bide

Şşawiské Gula miri béxe neqeba sig u mékuta”

Naif Paşa bu güzel ve anlam dolu kılamı pür dikkatle işitir, dinler. Kahyalarına hemen bu kılamı söyleyen dengbéji bulup yanına getirmelerini emreder. Kahyalar hemen gereğini yapar, biri döner ve Naif Paşa’ya “ Paşam bu denbéj tutsaklardan birisidir, adı Mehmedé Yéğmur’dur, ayağında pranga var.” Der. Naif Paşa “prangalarını çözün getirin yanıma.” Dedikten sonra kahyalar ayağında ki prangaları çözer ve huzura getirirler. Paşa Mehmedé Yéğmur’u biraz süzer ve “devam et der” elini kulağına getirir ve akşama kadar aralıksız paşa ve çobanın kızı üzerine o güzel sesiyle lavıkler söyler Mehmedé Yéğmur. Paşa o kadar memnun olur ki kahyalara emreder ve der ki: “Tüm Ayseré’li tutsakları sebest bırakın, getirdiğiniz Ayserélilerin tüm küçük ve büyük baş hayvanlarını da onlara geri verin ve köylerine gitmelerine izin verin.” Der. Paşanın askerleri verilen emirlerin hepsini yerine getirirler. Paşa Mehmedé Yéğmur’u bir hafta boyunca otağında ağırlar. Bu bir hafta boyunca Memedé Yéğmur Naif Paşa’ya kılam-lavik söyler.

KAYNAK: Sabri Yağmur. Mem Doğala.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Emin BOZKUŞ Arşivi

BEDİÜZZAMAN’NIN KÖYÜ NURS-3

25 Temmuz 2025 Cuma 01:20

BEDİÜZZAMAN’IN KÖYÜ NURS 2

16 Temmuz 2025 Çarşamba 00:36

BEDİÜZZAMAN’IN KÖYÜ NURS-1

07 Temmuz 2025 Pazartesi 00:37

İSABETLİ VE ANLAMLI BİR KARAR

19 Haziran 2025 Perşembe 00:50

MEZOPOTAMYA: FELSEFENİN İLK ANAVATANI

10 Haziran 2025 Salı 01:33