Turgay Birlik
Sefineyle İlgili Bilinmeyen Tarih ve Yazılmayan Gerçekler
İnsanlık tarihi ve semavi dinler açısından Şırnak ilimizin uhdesinde bulunan Cudi Dağı ve pek tabi faş etmekle meşgul olduğumuz mukaddes Sefine Bölgesi; Beşeriyetin yeryüzünde ilk vücut bulduğu yer olması hasebiyle oldukça tarihi bir öneme haizdir. SEFİNE; Hz Nuh Nebinin gemisinin karaya vurduğu yerin adıdır. SEFİNE; İnsanlık tarihinin başlangıç NOKTASIDIR. Medeniyetin ilk olarak filizlendiği ve insanlık temellerinin ilk olarak inşa edildiği coğrafyadır. Keza kutsal kitabımız Kuranı Kerimde birkaç mübarek yerden bahsedilmektedir, Sefine Bölgesi de bu ender yerlerden birini teşkil etmektedir. Kelime meali itibariyle de zaten, Arapçada gemi olarak telafuz edilmektedir. Dolayısıyla Sefine, zikrettiğimiz değerler manzumesiyle oldukça önemli bir misyona sahiptir. Özellikle tüm semavi dinler ve bu dinlere tabi olanlar tarafından kutsal kabul edilen dünyada ender yerlerden biridir. Ayrıca âlemi Hristiyan, burayı hac farizalarını icra etmek için Kutsal Mekân olarak görmektedir. Tufandan sonra insanlık tarihinin ilk ibadetgâhı olması hasebiyle de oldukça önemli bir TEMSİLİYET addetmektedir. Zira tufandan sonra Hz Nuh Nebi ve yol arkadaşları Allaha (cc) olan duygularını ifade etmek için ilk Şükür Namazlarını burada eda etmişler ve ilk Kurbanı da burada adamışlardır. Halk arasında ‘Cudiyê Mırada’ yani Murada Erenlerin dağı, bir başka deyişle duaların, dileklerin kabul edildiği, ayrıca hastaların Şifa Bulduğu yer olarak anılır. Yeryüzünde Kudüs ile birlikte inançların Ortak Merkezi olması, SEFİNE’YE ayrı anlam yüklemektedir. Yine bu bölgede Hz Cebrail (as) kapısı diye tabir edilen bir yer mevcuttur, oldukça heybetli bir özelliğe ve gizeme sahiptir. Şekli, havası ve atmosferi, İnsanı hayli etkiler niteliktedir. Cebrail Kapısı denmesinin hikmeti ise Hz Cebrail Yüce Allah’ın (cc) kelamlarını Hz Nuh’a (as) bu istikametten iletmiş olmasıdır. Kapının Kâbe rotasında olması, ayrı bir mana ifade etmektedir. Yine Sefine bölgesinde Hz Ali (ra) mağarası olarak bilinen ve Hz Alinin ayağının tasvir edildiği oldukça önemli bir mağara mevcuttur. Keza taşlaşmış insan figürleri ve Resullullah Efendimizin (sas) miraca çıktığı Muallak Taşın bir benzerinin burada bulunmasının yanında, hali hazırda Hacerül ESVET taşının bir benzerinin hala mevcudiyetini koruyor olması da, ayrı bir değer olarak görülmektedir. Daha nice Şah Eserler, Miraslar bölgenin behemehal dünya Kültür Mirası listesine alınmasını elzem kılmaktadır. 1850 yıllarında Avrupa dan bir grup uzman mezkür yeri araştırır. Kaynaklara göre 1909 tarihinde olağanüstü bir gözlemci olan ve Orta Doğu kültürleri ile dilleri hakkında son derece önemli BİLGİLERE sahip ve İngiltere kraliyet sarayına mensup olan arkeolog ve araştırmacı yazar Gertrude BELL, bölgeyi ziyaret eder ve 5 ay boyunca bölgede kalarak inceleme yapar. Sefineyle ilgili ilk fotoğrafta, kendisine aittir. Önemli ve hayli ilginç olan detay ise; Anılarında Sefine bölgesinde Hz Nuh’un kabristanını ziyaret ettiğini ifade eder. Bazı araştırmacılarda ısrarla Hz Nuh’a ait kabristanın, Sefine bölgesinde Lovê Ğerip’e ait yerde olduğuna vurgu yapar. Ayrıca araştırmalarımızdan ve yerel kaynaklardan elde ettiğimiz veriler; 1930 ve 1950 li yıllarında Amerika, 1975’ te Alman ve 1980 yıllarında ise Fransız araştırmacı, tarihçi, yazar ve arkeologlardan oluşan uzaman bir grup, Şırnak’ı ziyaret eder. Özellikle Sefineyi inceledikten sonra, geminin Cudi’de olduğuna işaret eden emareleri yok etmeye çalışırlar, önemli ayrıntı ise; Sefinenin orijinal haline zarar verirler, yapının tarihi değer atfeden ve üzerlerinde semboller olan taşların önemli bir kısmını yanlarına alırlar, geri kalanları da bir şekilde yok ederler. Alman grup tam SEFİNENİN bulunduğu vadiden zip/ziftlenmiş ağaçlardan numuneler ve gemi yapımında kullandıklarına inandıkları çivi/mıx benzeri örnekler alırlar ve bunları Radyo Karbon yöntemiyle test ederler, testin sonucunda materyallerin 6300 YILLIK olduğu ortaya çıkar. Bu tarihte takriben Tufanın meydana geldiği yıllara (7500) tekabül eder. Tarih boyunca Babiller, Hristiyanlar/Nestorianlar, Yahudiler ve Müslümanlar Hz Nuh’un gemisiyle ilgilenen kavimler olmuşlardır. Sonuç olarak, insanlık tarihi açısından petrolden ve doğal kaynaklardan çok daha büyük bir anlam ifade eden Hz Nuh’un gemisinin ivedilikle teknolojik veriler ışığında ve profesyonel ekiplerin marifetiyle detaylıca araştırılması gerekmektedir. Tarih, insanlığın hayat bulduğu yeri; Cebel El Cudi’yi işaret eder. Artık Burada HERKESİN HAYAT bulmasının Zamanı Gelmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.