
Turgay Birlik
“BANA NE”
Kanuni Sultan Süleyman, tam 46 yıl süre ile Osmanlının en fazla tahta kalan padişahıdır. Ayrıca Osmanlıya en KUDRETLİ ve HEYBETLİ dönemlerini yaşatan şahsiyettir. Padişahların Sultanı olan Kanuni; Her daim devletin selametini düşünür, akibetini önceler ve menfaatini hedefler. Oldukça cevval ve zeki bir karaktere sahiptir. HALKIN refahı için daima sorar, araştırır ve dönemin hikmet sahipleriyle sürekli mütalaa eder. Sütkardeşi Yahya Efendi ise en büyük yardımcısı ve akıl hocasıdır. Olukça pragmatist, donanımlı ve vakardır. Kanuni hayli güçlü bir imparatorluk kurmasına rağmen, yine de; Acaba günün birinde devasa Osmanlı dağılmaya yüz tutar mı? Diye düşünür. Bundan dolayı baş hocası Yahya efendiye bir not gönderir. Notunda, Yahya Efendi; Sen ilmiyle amel edensin, Bizi de aydınlat? Cihana hükmeden hale getirdiğim Osmanlı, hangi hal ve nedenle çöker? Bu devasa imparatorluk bir gün izmihlale (yıkıma) uğrar mı? Diye yazar. Kanuniden gelen notu okuyan Yahya Efendi, aynı notun arkasına tek kelime ile ‘BANA NE’ diye yazarak padişaha geri gönderir. Yani ne zaman HALKTAN gelen TALEPLERE, SORUNLARA ‘BANA NE’ derseniz, işte o zaman Osmanlı izmihlale uğrar ve felaketle karşılaşır diye, tarihi bir mukabelede bulunur. Teşbihte hata olmaz derler; Lakin Şırnak ta cereyan eden nahoş hadiseler, şehrimizi olumsuz etkileyen vakalar, gelişmesine engel teşkil eden faktörler ve toplumun büsbütün içine düştüğü umutsuzluk durumu, zikrettiğim ‘BANA NE’ hususunun bir neticesidir. Yeni baştan inşa edilen bir şehir ve tabiatıyla düzinelerce sorun, talep ve sıkıntı. Ancak muhatapların anlayış biçimi, maalesef ‘BANA NE’ minvalinde tezahür etmektedir. ‘Havarda ne havar’ Dedim ya, sanırım asıl meselede bundan ibarettir. Doğal olarak kanaatim ve gözlemlerim, Şırnak’taki siyasi konjonktüründe, İlgili, Etkili ve Yetkili Şırnaklıların yönetim tarzı ve topluma olan yaklaşım şeklide, maalesef ‘BANA NE’ metodolojisi ile eşdeğerdir. Toplumun dinamiklerine ve toplumsal sorunlara karşı olan mantalitede, yine vurguladığım perspektifle aynıdır. Zatı muhteremler aksini iddia etseler dahi ve kendi hülyaların da bizleri ‘Alice Harikalar Diyarında’ resmetseler de, realite budur. Keza toplumsal sorun ve hassasiyetlere ‘BANA NE’ yaklaşımı esas alındığı için bugün devasa sorunlar ile karşı karşıyayız. Eğitim, Yol-Ulaşım, İstihdam, Kişi Başı Milli Hasıla, Sağlık, Sosyal, Kültürel vb. Başat alanlarda en son sıralardayız. Yeni evlenen çiftlerde boşanmalar, sosyal bir felaketin eşiğine gelmiş vaziyettedir. HİÇ ALIŞIK OMADIĞIMIZ intihar vakaları, toplumu tümden ve ciddi bir şekilde sarsmaktadır. Haklı olarak en çok övündüğümüz özelliklerimiz olan AKRABA İLİŞKİLERİ ile YARDIMLAŞMA ve DAYANIŞMA anlayışımız ise, aheste aheste YOK olmakta, yerini MENFAAT ve MADDİ çıkara teslim etmektedir. Toplumun geleceğe olan umutları, büyük bir karamsarlık ile bütünleşmekte, insanlar geleceğe artık hayal ile bakmaktadırlar. Tüm bu karamsar tablonun müsebbibi ‘BANA NE’ zincirinin birer halkasından ibarettir. Zira ‘BANA NE’ denildiği için sadece 30 km olan Şırnak-Cizre ulaşım arteri 30 yıl sürmüş, yeni yapılan konutlar/tokiler OTURULAMAZ halde ve Van yol ağı adeta yılan hikayesine dönmüş durumdadır. ‘BANA NE’ denildiği için Kentimizin yegane geçim kaynağı olan TKİ (Türkiye Kömür İşletmeleri Bölge Müdürlüğü) birkaç kişiye kurban edilmiştir. Hiçbir BİREY salt kendi menfaati için siyasilere gitmiyor, mutlaka toplumsal menfaat içinde çaba sarf ediyorlardır. Ancak KELAMLAR KİFAYETSİZ kalıyor ve kale alınmıyor maalesef. Devasa İŞ İMKANI ve OLANAKLARINA rağmen, hala İŞ için başka bölgelere artarak devam eden bir GÖÇ var. Sonuç olarak kaynaklarımız kentimize pek yansımamakta, varlık içinde yokluğu ve yoksulluğu yaşamaktayız. Nihayetinde toplum adına ve memleket menfaatine hareket eden değerli şahsiyetlerin feryatları arşa çıkarsa, bu feryatları da taşlardan başka kimse işitmezse, ekabir kesim sadece “Ben-Ben” derse; İşte o zaman sonuçta hüsran olur. Buda bizim ikaz ve uyarımız olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.