Kendi halkını, tebaasını test etmeye karar veren Padişah; Yolun ortasına kocaman bir taş koydurur, bu taşın karşısında halkım ne yapacak diyerek te bir kenarda seyre başlar. Rivayet buya, ilkin Veziri gelir taşın etrafında dolaşır ve Padişahımla bir konuşayım da, yola düşen taşları bertaraf etmek için bir kadro İhdas etsin der. Akabinde asker gelir, oda Vezirle konuşayım, yolun ortasına taş bırakanlara cezayı versin der. Menfaatperesti gelir, şarlatanlık yapar ve sırf padişah okusun diye taşa şiir yazar. Neticede, sırtında ağır yükü ile köylü ahalisi gelir ve bakar ki yolun ortasında kocaman bir taş, hemen yükünü indirir “Ya Allah Bismillah” diyerek taşa sarılır, bir sağa bir sola derken o koca taşı yoldan kaldırır. Tamda eşya sepetini alıp gidecekken, bakar ki taşın altında bir kese, kesenin içerisinde bir not, NOTTA; “Bu kesedeki altınlar, Elini Taşın Altına Koyanlar içindir” diye kelam eder. Bu şekilde tezahür eden bir hikayedir, Elini Taşın Altına Koyanların hikayesi. Bizim Hikayemiz ise Şırnak’a sevgisini katanların hikayesidir. Gizli kahramanların ve fedakarlığa karşı ihanete uğrayanların hikayesidir. Memlekete sahip çıkmaktan kendi üstünü başını dahi düzeltemeyen dervişlerin hikayesidir. Hülasa Bizim Hikayemiz; Memleket namına mücadele eden yiğitlerin, memleket perverlerin hikayesidir. Duayen gazeteci Ahmet ALTAN, yıllar önce ‘Şırnakta bir Şırnaklı’ diyerek sanki nakşetmişti Bizim Yalın Hikayemizi. Bu Hikaye; Şırnak için hep İLKLERİN ve İYİLİKLERİN hikayesi olmuştur. Bu Hikaye; İsmini her daim minnetle anacağımız Kardiyolog Dr. Abdullah ASLAN ile birlikte Şırnak Devlet Hastanesine KORONER ANJİYO Ünitesini açmak için gerekli olan PACİNG özellikli DEFİBRİLATÖR vb. Cihazları kendi imkan ve olanakları dahilinde, BİNLERCE DOLAR karşılığında tedarik ederek, hastaneye hibe etmek suretiyle KORONER ANJİYO ÜNİTESİNİN açılmasını sağlayanların gerçek hikayesidir. Bu Hikaye; Tüm müşkül durumlara ve negatif olumsuzluklara rağmen, Şırnak tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Ankara da, ŞIRNAKLILAR DERNEĞİNİ büyük külfetler neticesinde tek başlarına Kuran ve Hayata Geçirenlerin hikayesidir. Ayrıca Bu Hikaye; Devlet Hastanemizin Pediatrik Çocuk Bölümünün tamamını İMC usulü ve KENDİ ÇABALARIYLA tüm Tamirat, Tadilat ve Tefrişatını tamamlamak suretiyle 5 yıldızlı otel konforunda halkın istifadesine sunanların hikayesidir. Bu Hikaye; Devlet hastanesi Refakatçı Bekleme Salonunu, kendi marifetleriyle vücuda getirenlerin hikayesidir. Bu Hikaye; Başarılı olan ve özellikle TIP Fakültesini kazanan onlarca öğrencimize ‘burs imkanı’ sağlayan ve sağlamaya da devam edenlerin hikayesidir. Bu Hikaye; Şırnak’ın Tarihi Mirasını ve Kültürel Değerlerini tanıtmak, kamuoyunda ŞEHRİN hak ettiği şekilde anılmasını sağlamak adına, kenti simgeleyen 600 adet tablo bastırıp, bunları İlgili ve Yetkili makamlara hediye edenlerin hikayesidir. Bu Hikaye; Kansere maruz kalan mağdur 45 vatandaşımıza, peyderpey ayni ve nakdi yardım yapanların hikayesidir. Bu Hikaye; Yılda ortalama yardıma müstehak 1000 aileye destek verenlerin hikayesidir. Bu Hikaye; Eğitim alanında öğrenim gören öğrencilerimize 36000 adet kırtasiye ve giyim desteği sunan, okullarımıza bilgisayar ve fotokopi makinesi hibe eden, ayrıca bazı okul sınıflarının onarımını kendi olanaklarıyla yapanların hikayesidir. Bu Hikaye; Şırnak’ın toplumsal sorunları ile alakadar, ilgili mercilere totalde 710 tane rapor sunanların hikayesidir. Nihayetinde zikredilenler, Bizim Hikayemizin ancak yarısına tekabül etmektedir. Şairin dediği gibi "Şayet Şehirler güzelleşecekse, İnsan güzelleşecekse, Mekânlar ve Yürekler güzelleşecekse, içimizdeki ve dışımızdaki yol ortası taşları kaldırmak zorundayız.” Yolun Ortasındaki Taşları Kaldırmak için Elini Taşın Altına Koyan Yiğitlere Selam Olsun.