
Turgay Birlik
DEĞERLERİMİZİ TANIYALIM ‘FEKÊ TEYRAN’
Tarih boyunca bu kadim topraklar birçok Peygambere kucak açtı, nice Evliya ve Enbiyalara mesken oldu, nice Filozof, Âlim, Şair, Mucit ve Yazarlara diyar, nice Ulemalara da dergâh oldu.
Semavi dinler dahi insanlığa bu kadim topraklardan tebliğ edildi. Yazının Keşfi, Tekerleğin İcadı, Tiyatronun Sahnelenmesi, Buğdayın Kullanılması hep bu topraklarda vücut buldu. Tıp, Aritmetik, Türkü, Astroloji, Ticarette yine bu tarihi topraklarda filizlendi. Hz Adem den sonra insanlığın 2. babası olarak ifade edilen Hz Nuh Peygamber, 2. Veysel KARANİ olarak anılan Lavê Ğarip hülasa 2. Süleyman Peygamber olarak zikredilen Fekê TEYRAN’DA yine değerler manzumesiyle harmanlanmış olan bu kutsal topraklarda hayat buldu. Fekê TEYRAN; Kürt edebiyatının en önemli şairlerinden olup, mutasavvıf ve büyük bir halk ozanı olarak yâd edilmektedir. Bu büyük zatın menkıbeleri ve eserleri kadar, hayatı da farklı bir anlam katmaktadır Şehri Nuh Nebiye. Beytlerindeki kafiye uyumu, insanın adeta ruhunu okşayacak niteliktedir. Kürt tasavvufi halk edebiyatının en büyük üstatlarından olan Fekê TEYRAN; KUŞDİLİNİ bilen ve tabiatla hemhal olan bir halk şairidir. Zira kuş türleriyle konuşma kerametine sahip yegane alimdir. Hasetten HÜDHÜD kuşu ile olan derin muhabbeti, günümüze değin anlatılmaktadır. Zaten mahlas olarak kullandığı Fekê TEYRAN ismi, kelime manasıyla ‘kuşların hocası/fakihi’ anlamı taşımaktadır. Sevginin şairi olarak kabul gören Fekê TEYRAN, İlahi aşk ile gerçek sevgiyi birlikte nakşetmiş zamanın en önemli Bilge ve Şairlerindendir. Gerçek ismi Muhammed olan Fekê TEYRAN, halk arasında “Mir Mıhê” olarak ta anılmaktadır. Eserleri, Şiirleri ve manzum şekilde anlattığı Hikâyeleri, günümüze değin özelliğini korumaktadır. Şiirlerini son derece yalın ve herkesin anlayabileceği tarzda yazmaktadır. Sade klasik Kürt şiirinin öncüsü ve mimarı olarak kabul görür. Aslen Hakkarili olan şair; Tarih muhtelif olsa da 1563 yılında Van ilinin Bahçesaray (Miks) ilçesinde doğmuştur. Kürt edebiyatının en önemli şairlerinden olan ve Ehmedê XANÊ gibi bir bilgenin dizelerine mazhar olacak kadar kıymet olan bu zatı muhterem, Cizre’de, Melayê Ciziri den ders alarak ilmini derinleştirmiştir. Aynı zamanda Melayê CİZİRİ ile dost olan Fekê TEYRAN, zaman zaman onunla müşaare eder ve karşılıklı olarak dizelerle birbirlerini överler. Gerçek manada bir Allah (cc) dostu ve Peygamber (as) aşığı olduğundan, eserlerinde kahır ekseriyetle İlahi Aşkı, Sevgiyi, Hayvanları ve Tabiatı nakşeder. Zümrüdü Anka Kuşunu görmek ve onunla dost olmak en büyük muradıdır. Bir asalet abidesi olduğundan, asla ‘seyda’ ünvanını kullanmaz. Keza ‘seyda ünvanını’ sadece Melayê CİZİRİ’YE layık görür. Tabiatıyla öğrenimini tamamlamasına rağmen, Fekê/Talebe ünvanını kullanmaya devam eder. Güçlükonak ilçesine bağlı FİNİK kalesinde bir Medrese ve Tekkenin kurulmasına öncülük eder ve bu suretle bölgedeki ilmi ve edebi faaliyetlerin gelişmesine önemli katkıda bulunur. Bölgemizde kendisine ait ve ismiyle anılan yapı/cami/tekke kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca yüzyıllar sonra dahi olsa, hayli önemli oranda ESERLERİ bulunmakta ve dillendirilmektedir. Eserlerinden; Şêx Sen’an Manzumesi 362 bentten, Zembılfıroş Manzumesi ise 65 dörtlükten ibarettir. Bilinen en önemli Eserleri/Şiirleri/Divanı hem sözlü, hem de yazılı olarak günümüze değin ulaşabilmiştir. Divana Fekê TEYRAN / Zembılfıroş / Hespê Reş / Ordeka Ava Cizirê / Kelha Dımdımê / Şêx Sen’an / Fekê u Mela / Fekê u Bılbıl ve Ey Dilberê, günümüze dek ulaşabilen onlarca eserlerinden sadece birkaçıdır. Eserleri hala şarkı olarak bestelenmektedir. Ömrünün son demlerini doğduğu köyde geçirir. Vefatından önce coğrafyadaki tüm kuşların etrafında toplandığı, aralarında hüdhüd kuşunun başucunda halka yaptıktan sonra Fekê TEYRANIN Rahmana kavuştuğu rivayet edilmektedir. Vefatı 1640 olup, kabristanı Bahçesaray ilçesinin Verezüz köyünde olduğu söylenmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.