TARİHİNİ VE KÜLTÜRÜNÜ BİLMEYEN BİR TOPLUM, GELECEĞİNİDE İNŞA EDEMEZ.

‘Meryem Xan’ Kimine göre Kürt müziğinin DİVASI, kimine göre de Kürt müziğinin SULTANIDIR. Keza her iki ünvanıda ziyadesiyle hak eden bir tarihtir. Aslında sanatı ile kültürümüze renk katan, Sesi, Nağmeleri, Stranları ilede hayatımıza anlam yükleyen bir özelliğe sahipti, Şırnaklı ünlü kadın dengbej sanatçısı Meryem Xan. Dizelerindeki kelamları ve stranları ile adeta birer Yaşanmışlığın, Tarihin, Duyguların vücut bulmuş halidir. Bazı yazarlar, dengbej ve stranbejlerin EFSANEVİ DİVASINI başka mecralarda ve başka bölgeler ile anmak isteseler dahi, O gerçek ve efsanevi bir ŞIRNAKLIDIR. Şırnak’ın KÜLTÜRÜNÜ, ASALETİNİ, CEVHERLERİNİ temsil eden, GÜZELLİĞİNİDE BEDENİNE nakşeden sağlam bir karaktere sahipti Meryem Xana ŞIRNEXİ. Ancak bu önemli DEĞER maalesef YALNIZ, HÜZÜNLÜ ve GÖNÜL DARLIĞINDAN ÖLDÜ. Az yaşamasına rağmen, ömrü kıymetli ve pahalıydı. Şarkıları onu ölümsüzler kervanına dahil etti. Bu nedenle Kürt sanat dünyasının sönmez bir YILDIZI oldu. 200’ün üzerinde şarkı söyledi, kılam besteledi. Zira buna rağmen, Bağdat Radyosu’nda plakları çürüdü! Bugüne ulaşan şarkıların çoğu, halkın evlerinden toplandı maalesef. Şırnaklılar olarak bizler ANMASAK ve plakları çürüse dahi, O HALKIN GÖNLÜNDE TAHT KURAN şahsiyet olarak yer aldı. Ve Kürtlerin ile Mezopotamya kültürünün ortak bir değeri olarak yaşam evresine veda etti. Kelimeler kifayetsiz kalsa da; İşte böyle anlatıyordu O’nu TANIYANLAR. Şırnak tan Suriye ye, oradan da Bağdat’a kadar gider ve SESİNİ plaka kaydederek ÖLÜMSÜZLEŞTİRİR. Ayrıca sesi ilk kez plaklara kayıt edilen kadın dengbêj sanatçısı olarak tarihe geçer. Rivayete göre Meryem Xan, 1904 yılında Şırnak’ın Dêrgul/Kumçatı beldesinde, Mihemed Ehmedê Botinin kızı olarak dünyaya gelir. Dengbêjliğe önem veren bir ailenin içinde büyür. O, henüz küçük yaşlarda kılam seslendirmeye ve şiir yazmaya başlar. Nitekim yaşadığı toplumda, dengbêjlik kültürünü yaşatan bir toplumdur. Bu da Meryem Xan’ın dengbêjliğe olan ilgisini daha da artırmasına vesile olur. Meryem Xan, Bağdat Radyosu’nda uzun yıllar ses sanatçısı olarak çalışır. SESİ ve GÜZELLİĞİ ile herkesin ve kesimin büyük ilgisini çeker, beğenisini kazanır.

Tarih; Meryem Xan ve ailesinin Kamışlo’da Bedirxan ailesiyle tanıştığına işaret eder. Ve bu aileden Mehmet Bedirxan ile evlendiğini ifade eder. Evlendikten sonra Mehmet Bedirxan, Meryem Xan’ın şarkı söylemesine karşı çıkar. Meryem Xan, Şarkı söylemeden yaşayamam. Kanımda sanat ve şarkılar var” diyerek, ikna etmeye çalışsa da, başarılı olamaz. Bedirxan, “Ya aşık olduğunu söylediğin ben, ya da sanat” diyerek Meryem Xan’ı bir tercihe zorlar ve Meryem Xan da “Ben sanatsız yaşayamam. Sanatsız yaşarsam ölürüm” diyerek bu ilişkiyi bitirme kararı alarak dengbêjliğin peşinden gider. Her ne kadar Mehmet Bedirxan’la ayrılsalar da Meryem Xan’ın ona sevgisi sürer ve onun için kılam yazar. “Mihemedo Ronî” kılamı bu aşka ve ayrılığa nişanedir. Meryem Xan 1936 yılında Bağdat’a gider. Bağdat’a geldiğinde amcasının kızı ELMAS XAN ile birlikte yaşamaya başlar. Elmas Xan’ın evi aynı zamanda dönemin Aydın, Sanatçı ve Siyasetçilerinin buluştuğu bir yerdir. Böylece Meryem XAN, Mihemed Arif CİZRAWİ, Hesen CİZRAWİ, Nesrîn ŞERWAN (Xuxo ŞIRNEXİ), Alî MERDAN, Tahîr TOFİK, Seîd Axayê CİZİRİ, Fewzîyê MİHEMED gibi birçok müzisyenle tanışma imkanı bulur ve onlarla birlikte şarkı söylemeye başlar. Kısa sürede Bağdat’ta tanınan ve sevilen bir ses olur. Akabinde ilk plağını çıkarır ve Kurmancî plak çıkaran ilk kadın ses sanatçısı unvanını alır. Bağdat’ta özel bir radyo, ses yarışması düzenler. Meryem Xan’ın da başvurduğu bu yarışmaya çok sayıda ünlü sanatçı katılır. Sanatına olan Hakimiyeti, Güzel Sesi, Stili, Melodi gibi özellikler, Meryem Xanı bu yarışmada birincilikle taçlandırır. Bu dönemde birçok kılam derler. Radyoda 200 kadar kılam kayıt ettiği belirtilir. Buna rağmen amcasının kızı onu ‘yalnız ve üzgün’ olarak tanımlar. Her ne kadar yaşamını sanata adasa da psikolojik olarak bir yalnızlık hissediyordu der. Hastalanır ve geçirdiği bir ameliyattan sonra 1949 yılında yaşamını yitirir. Kuzeni Elmas XAN; O yıllarda Meryem Xan yalnız ve üzgündü. Kimsenin onu ziyaret etmesini istemiyordu. Yine anlatımlara göre Meryem Xan eşi ve ailesinden ayrılınca sürekli kendisini yalnız hissediyordu. Arkadaşlarıyla her oturduğunda yalnızlığından, kardeşlerinden, ailesinden, köyünden ve Şırnak’tan söz ediyordu. O kendisini sürekli kara bahtlı sayar. Çok ağlar. Büyüdüğü topraklardan çok söz eder ve kendisini kafesteki bülbül gibi hisseder. Nerede olursa olsun düğün ve aile davetlerine sürekli yöresel elbiseler içinde giden Meryem Xan’ın çok güzel bir kadın olduğu ve her zaman üzerinde ağır bir hüzünle yaşadığı anlatılıyor. Bin sesin içinde tanınan bir sese sahip olan sanatçı, şarkılarının derbederidir. Kaynaklar Meryem Xan’ın 1949 yılında kitlesel bir tören ile Şex Maaruf Mezarlığı’nda toprağa verildiğini belirtir. Törende sanatçılar M. Arif Cizrawî, Nesrin Şirwan, Elmas Xan, Hesen Cizrawî, Alî Merdan, Mamosta Bakozi, Fewziyê Mihemed, Bağdat Radyosu çalışanları, yazarlar ile çok sayıda ünlü sanatçılar yer alır. ÖZETLE; Tarih sayfalarında özel bir sanatçı olarak karşılık bulan Meryem XAN, yalnız ölür, lakin çok önemli şahsiyetler ile kitlesel bir merasimle defnedilir. Saygı ve minnetle yad ediyoruz bu kıymetli DEĞERİMİZİ…

fdfdfsfdfs-001.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Turgay Birlik Arşivi

SAKIP SABANCI VEFA VE ŞIRNAK

15 Nisan 2025 Salı 00:13

NE OLACAK BU GENÇLERİN HALİ

23 Mart 2025 Pazar 11:21

Dünya Tarihinde Şırnak’ın Yeri Ve Önemi

05 Şubat 2025 Çarşamba 09:24