Abdulaziz BİLGE

Abdulaziz BİLGE

Kadim Geçmişin İşareti: Coğrafi İşaret

Bazı şehirler vardır; sokaklarında yürürken tarih kulağınıza bir şeyler fısıldar. Taşında, toprağında, havasında yüzyılların izini hissedersiniz. Cizre, işte tam da böyle bir şehir. Bu kadim belde, bugün sadece geçmişiyle değil, mutfağıyla, el emeğiyle, özgün lezzetleriyle de geleceğe yürümeye çalışıyor. Ve bu yürüyüşün en önemli duraklarından biri, hiç şüphesiz coğrafi işaret tescili.

whatsapp-image-2025-06-18-at-12-42-36.jpeg

Peki, nedir bu coğrafi işaret patenti? Neden önemlidir?

Coğrafi işaret, bir ürünün ait olduğu bölgeyle özdeşleştiğini, o yöreye has tekniklerle üretildiğini ve bölgenin doğasına, kültürüne dayandığını gösteren resmi bir belgedir. Yani bir ürün, hem yerel kimliğiyle taçlanır hem de dışarıya “Ben buraya aitim” diye seslenir. Bu, sadece bir damak zevki meselesi değildir; aynı zamanda kültürel kimlik, turizm ve ekonomik kalkınmanın da yapıtaşıdır.

Bir ürünün coğrafi işaret alması demek, o ürünün hak ettiği değeri görmesi, taklitlerinden korunması ve en önemlisi de o şehre bir marka değeri katması demektir. Cizre için bu tesciller, yüzyılların birikimini ve zenginliğini ispatlayan sessiz ama güçlü kanıtlardır.

whatsapp-image-2025-06-18-at-12-39-26.jpeg

Cizre’nin Tescilli Hazineleri

Bugüne dek Cizre, altı ürünüyle birlikte bu önemli belgeyi aldı. En son coğrafi işaret tescili alan ürün ise “Cizre Leyminete” yani Cizre Limonatası oldu. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescili yapılan bu özel içecek, Cizre Kaymakamlığı’nın girişimiyle kamuoyuna tanıtıldı. Tescil tanıtım programında sadece limonata değil; Cizre'nin diğer coğrafi işaretli ürünleri de tanıtıldı: Meyre, Brinç Zer, Memil Heva, Luzine ve yeni gururumuz Limonata.

Cizre limonatası neden bu kadar kıymetli?

Çünkü Türkiye'nin en sıcak yerlerinden biri olan Cizre'de, 50 dereceyi aşan sıcaklarda insanı en güzel serinleten şey bu özel limonata olmuştur. Diğer şehirlerde benzerleri yapılmaya çalışılsa da, hiçbirinde aynı tat, aynı ferahlık, aynı özgünlük yok. Bu yüzden bu tescil sadece bir kağıt parçası değil; Cizre'nin alnına konan bir nişan, bir övünç vesilesidir. Bizzat ben de Cizre’ye gelen pek çok misafire bu limonatayı ikram ettiğimde yüzlerindeki şaşkınlığı ve hayranlığı gördüm. Şimdi artık “Bu Cizre’nin tescilli ürünüdür” deme zamanı.

whatsapp-image-2025-06-18-at-12-29-35-1.jpeg

Tescil, Sadece Başlangıçtır

Sayın Kaymakamımız Ahmet Vezir Baycar’ın bu sürece verdiği önem ve destek de ayrıca takdire şayan. Tanıtımda ifade ettikleri gibi, bugüne dek altı ürün tescil aldı, şu an 11 ürün daha tescil sürecinde. Bunlar arasında Cizre'nin geleneksel giyiminden Şal Şapik ve çok kültürlü mutfağından Heft Ta’m gibi ürünler de var. Bu, aslında Cizre’nin ne kadar zengin bir kültüre sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

whatsapp-image-2025-06-18-at-12-44-50-1.jpeg

Bir Şehrin Damak Tadı, Onun Kimliğidir

Ben şahsen yıllardır Cizre’yi gezdiren bir rehber olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Turistler bize ilk olarak “Buranın nesi meşhur?” diye sorar. Çünkü bir şehrin mutfağı, o şehrin belleğidir. Ne yediğin, ne içtiğin, nasıl sunduğun; hepsi o şehri tanıtır. Bu nedenle coğrafi işaretli ürünler, birer reklam tabelası gibidir. Hem kimliğimizi ortaya koyar, hem de ekonomimize katkı sağlar.

Ancak bu sadece bir parça.

whatsapp-image-2025-06-18-at-12-42-39.jpeg

Turizmde Bütüncül Bakış Şart

Bir ürünün tescili önemlidir, ama yeterli değildir. Şehrin turizm potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarmak için çevre düzenlemesi, temizlik, konaklama imkânları, tarihi yapıların restorasyonu, ulaşım, tanıtım, rehberlik hizmetleri, festivaller ve daha nice başlıkta da adımlar atılmalıdır.

Belki de artık Cizre'de bir Turizm Geliştirme ve Araştırma Komisyonu kurulmalı. Bu iş sadece kaymakamlığın değil; sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin, kamu kurumlarının ve hatta halkın el birliği ile başarabileceği bir organizasyondur. Külli bir şuurla, ortak bir hedefle, topyekûn bir seferberlik başlatılmalıdır.

whatsapp-image-2025-06-18-at-12-27-09.jpeg

Sonuç Olarak:

Cizre, hâlâ hak ettiği yerde değil. Ama bu durum bizlere sadece eleştiriyi değil, aynı zamanda sorumluluğu da yüklüyor. Çok daha fazla çalışmalı, sahip olduklarımızı tanıtmalı, görünür kılmalı ve en önemlisi geleceğe aktarmalıyız.

Umuyorum ki yakın bir zamanda “İşte bu şehir, hak ettiği değeri buldu” diyebileceğimiz günleri hep birlikte göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulaziz BİLGE Arşivi

HZ. NUH (AS)’UN GEMİSİ CUDİ’DE

11 Haziran 2025 Çarşamba 14:30