
Abdullah KALKAN
AĞAÇ, AĞAÇÇ, AĞAÇÇÇ
Malumunuz Haziran ayı başları itibari ile olağan üstü sıcak günler yaşıyoruz. Öyle ki gölgede bile 50 dereceyi aşan bir yaz halen devam ediyor. Mevsim normallerinin üzerinde devam eden sıcaklıklar artan betonarme yapılar ve asfalt yollar yüzünden bizleri çok daha fazla zorlamaya devam ediyor.
Sabahın erken saatlerinden 40 dereceyi aşan hava sıcaklığı öğlen saatlerinden akşam saatlerine kadar neredeyse Cizre’yi hayalet bir şehre çevirmiş durumda. Öğretmenler başta olmak üzere izin alabilen memurlar ya aileleri ile birlikte şehirden ayrıldı ya da ailelerini serin memleketlere götürerek tek başlarına bu dayanılmaz sıcaklara göğüs gererek görevlerinin başına döndüler. Cizre’yi kışlak olarak kullanan Beytüşşebap ve Uludere’liler de ilk fırsatta Cizre’den ayrıldılar. Yine birçok Cizreli aile de Van ve Bitlis başta olmak üzere serin memleketlere kaçmaya başladılar. Bundan sonra ne mi olacak. Her sene bu dönemlerde bu film tekrar başa saracak ve hayat bu şekilde devam edecek. Peki ne zamana kadar? Bizler aklımızı başımıza alıp bu betonarme ve asfalta karşı yeşil alanları arttırana kadar.
Aya, Uzaya çıkmayı bıraktım. Ama Çin ve çöl ikliminde bulunan Arap ülkeleri 50 yılı aşkın bir süreden beri bir damla yağmur yağmayan çölleri bile yeşillendirmeye başlayarak adeta birer vaha yaptılar. Çok basit yöntemler kullanarak ot bitmez çölleri birer ormana çevirmeyi başardılar
Cizre başta olmak üzere Silopi ve İdil bahtsız bedevi misali bu kaderi yaşamaya devam edecektir. Özellikle Gabar Dağında devam eden ağaç kesimleri devam ettikçe bu sert iklim koşulları daha da sertleşerek yaz aylarında yaşanılmaz bir vaziyete gelecektir.
Oysa bizler Ne Arap çölleri kadar kurak ne de Çin Çölleri kadar çok zor koşullara sahip bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafyada yaşayanlar olarak çok daha ucuz maliyetler ile çevremizi yaşanabilir, ormanları ve yeşil alanları olan yaşarken keyif alabileceğimiz şehirlere ulaşmak en fazla 10 yılımızı alacaktır.
Zamanında büyüklerimden ağaç dikme ile ilgili olarak bir söz duymuştum. Çok etkilendiğim bu sözü sizler ile paylaşmak istiyorum. Deniliyordu ki ; ağaç kendisini diken için ömür boyu dua eder. Rüzgarlı havalarda kıpırdayan her ağaç yaprağı zikir eder ve kendisini eken, baka ve sulayan için duacı olurmuş. Şimdi bu söz sonrası bazı ağaçların ömürlerini dikkatinize sunuyorum
Çınar 1000 yıl
Sedir 1000 yıl
Meşe 1000 yıl
Köknar 1000 yıl
Ihlamur 1000 yıl
Ceviz 500 yıl
Çam 100 ile 1000 yıl ortalama ömre sahiptir. Düşünsenize bizler en fazla yarım saat uğraşarak bir fidan dikiyoruz. Diktiğimiz bu fidan ağaç olup bin yıl yaşıyor. Gölgesinden meyvesine kadar hem insanlar hem de hayvanlar yararlanıyor.
Yanı başımızda Cizre Barajı inşaatı başlamış durumda. Konuşulan o ki en fazla üç yıl sonra baraj su tutmaya başlayacak. Bu demek oluyor ki bu baraj gölü münasebeti ile havada ki nem oranı artacak ve biz şimdi 50 derece olarak hissettiğimiz hava sıcaklığını çok daha fazla yaşamaya başlayacağız.
Tek çaremiz hiç zaman kaybetmeden ağaç dikmeye başlamalıyız. Ağaç dikmek ve yeşil alanları çoğaltmak bizler için bu günden sonra su ve hava gibi elzemdir. Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları önderliğinde tüm duyarlı insanların bu ulvi görevi üstlenmesi gerekmektedir.
Özellikle Cizre Nüfusunu baz aldığınızda kişi başı bir fidan dikse ve göz kulak olsa bir sene içerisinde 200.000 fidan yeşerecektir. Emin olun ki bu sayı ne hayal ne de ulaşılmazdır. Sadece istemek ve bir an önce başlamakla bu hayalimizi gerçekleştirebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.