
M.Emin BOZKUŞ
HASANKEYFİN OSMANLILARA GEÇMESİNDE İDRİS-İ BİTLİSİ’NİN ROLÜ
İdris-i Bitlisi veya Bitlisli İdris (1452-57-1620) devlet adamı, tarihçi ve edebiyatçı. “Molla”, “Mevlana”, “Hakimüddin” ve “Kemaleddin” unvanlarıyla da anılır. Heşt Behışt (Sekiz Cennet) adlı eserin sahibi.
Melik Halil, Şah İsmail’in damadı olmasına rağmen, Safevilerin ona düşmanca davranması üzerine Osmanlılara yanaşarak, Safevilere karşı savaştı. Doğu ve Güneydoğu bölgesinin Osmanlılara ilhak edilmesini yaptığı propaganda ile kısa sürede başaran İdris-i Bitlisi, Melik Halil’li de kısa zamanda Osmanlılara sadık bir müttefik haline getirmeyi başardı.
Bu arada Diyarbakır, henüz Safevi komutanı Kurd Bey’in elindeydi. Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır’ın fethini Bıyıklı Mehmet Paşa’ya havale etti. Bıyıklı Mehmet Paşa, kuvvetlerinin Hasankeyf’te toplanmasını emretti. Ancak Bıyıklı Mehmet Paşa daha hareket etmeden önce İdris-i Bitlisi, topladığı Kürt askerleri ile Kurd Bey’in üzerine yürüdü. Kurd Bey mağlup olup çekilince şehir tamamen Osmanlıların eline geçti. Böylece bölge tümüyle Osmanlı hakimiyetine geçti.
Melik Halil, Mardin’in Osmanlılar tarafından zapt edilmesinde de rol oynadı. İdris-i Bitlisi 500 kişilik bir kuvvetle Melik Halil’i Mardin’e gönderdi. Melik Halil’in halkı ikna etmesi ile şehrin ahalisi Osmanlılara teslim olmayı kabul etti. O sırada Mardin’de bulunan Safevi askerleri iç kaleye sığındılar.
Ancak kısa bir süre sonra Safevi komutanı Kurd Bey Osmanlı komutanları arasındaki ihtilaftan yararlanarak bölgeye kısmen hakim oldu. Osmanlıların karşı harekatı içinde Melik Halil’in bulunduğunu ve büyük yararlıklar gösterdiğini görüyoruz. Yani Osmanlı kuvvetlerini Diyarbakır havalisini tekrar zapt etmesinde diğer Kürt beylerinin olduğu gibi Melik Halil’in de rolü olmuştur.
Bıyıklı Mehmet Paşa da Sultana gönderdiği arzında Kürt liderlerin katkılarını ifade etmektedir. Bu arada Hasankeyf kalesi hala Safevi kuvvetlerinin elindedir. Diyarbakır ve Mardin’in fethinden sonra, Kürt aşiret kuvvetleri Hasankeyfin üzerine gönderildi. Şehrin surlarından içeri girip şehri ele geçirmeyi başardılar.
Sefevi kuvvetleri ise kaleye sığındılar. Kürt beyleri, Melik Halil ve İdris-i Bitlisi’nin gayreti ile kale kan dökülmeden, sulhen teslim alındı. Buradaki Safevi askerlerine kimse zarar vermedi ve Azerbeycan’na gönderilmesine izin verildi. Hasankeyf tekrar Melik Halil’e bırakıldı.
Melik Halil vefatına kadar Hasankeyf hükümdarlığını sürdürdü. Öldüğünde oğlu Hüseyin yerine geçti. Hüseyin tahta geçer geçmez kardeşleri Melik Ali ve Melik Muhammed’i tutukladı. Erzen’de bulunan üçüncü kardeşi Melik Süleyman ise Diyarbakır Beylerbeyi Hüsrev Paşa’ya kaçarak, ondan Saltanatı ele geçirmek için yardım talep etti. Hüsrev Paşa, Melik Hüseyin ile tutuklu iki kardeşini Diyarbakır’a getirtti. Yapılan muhakeme sonunda Hüsrev Paşa, Melik Hüseyin’in öldürülmesine ve yerine Melik Süleyman’ın geçmesine karar verdi.
KAYNAK: Mufassal Osmanlı Tarihi.
Şerefname.
Kaybolmakta olan şehir Hasankeyf tarihi ve tarihi eserleri. Burhan Zengin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.