Algılar ve Olgular

“İnsanlık tarihini ileriye taşıyan şey, duyguların coşkusu değil, olguların gerçeğidir.”
Hayata nereden baktığımız, aslında nasıl bir yol yürüyeceğimizi de belirliyor. Eğer gözümüzü bilime, akla ve gerçeklere çevirirsek, hem bireysel hem de toplumsal anlamda çok daha doğru sonuçlara ulaşmamız mümkün. Çünkü olgulara dayalı bir bakış açısı, bizi daha az hata yapmaya ve daha az bedel ödemeye yönlendirir.
Tarihe bakınca da aynı tabloyu görüyoruz. İnsanlığın ilerlemesine katkı sunan her gelişme, bilimsel ve gerçekçi adımların ürünü oldu. Bugün elimizdeki sosyal bilimler, istatistikler ve disiplinler arası çalışmalar, hep bu olgusal yaklaşımın eseri. Yani geçmiş bize şunu söylüyor: Geleceği doğru kurmak istiyorsak, yolu yine akıl ve olgulardan geçiyor.
Ama işin bir de “algı” tarafı var. Algılar çoğu zaman duygusal, romantik ve coşkulu yönleriyle öne çıkar. İnsanları heyecanlandırır, kitleleri sürükler. Bu yüzden cazip görünür. Ancak cazibenin arkasında çoğu zaman gerçeklerden kopuk bir yapı vardır. Bu da uzun vadede toplumu geriye götürür, gelişimin önünü tıkar.
Bugünün dünyasında ideolojilerin, popülist yaklaşımların ve algı yönetimlerinin en büyük zaafı da işte bu: Tartışma kültürünü yok etmeleri. Özgürce fikir üretmek yerine biat kültürünü besleyen yapılar ortaya çıkıyor. Oysa tartışmanın, aklın ve bilimin olmadığı yerde ilerlemeden söz etmek imkânsız.
Kısa vadede algılarla yönetilen bir toplum, belki hızlı sonuçlar alabilir. Ama uzun vadede o sistem tıkanır. Çünkü gerçekleri dışlayan her yaklaşım, eninde sonunda kendi duvarına çarpar. Buna karşın, olgulara dayalı bir paradigma; daha özgür, daha demokratik ve daha sürdürülebilir bir dünyanın kapısını açar.
Bugün yapay zekânın hızla geliştiği, dijital çağın hayatımızı dönüştürdüğü bir dönemde yaşıyoruz. Artık hata yapma lüksümüz giderek azalıyor. O yüzden gerçeklere yaslanan bir bakış açısı, sadece tercih değil, zorunluluk.
Peki bu dünyada duygular ve heyecanlar ölecek mi? Elbette hayır. Tam tersine, olguların üzerine kurulu bir hayat, duyguları ve heyecanları daha anlamlı kılacak. Çünkü insan ancak hakikatin içinde, gerçek duygularını en saf haliyle yaşayabilir.
Gelecek, algıların gölgesinde değil, olguların ışığında kurulacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut BALTA Arşivi