
Abdullah KALKAN
ZIBARE
Bu yazıma yeni kuşağın, genç nesilin adını bile bilmediği ve birçok orta yaşlı insanımızın da unuttuğu bölgemize daha doğrusu insanlığa has, birlikte yaşamanın ana kurallarından biri olan zıbare ile başlamak istedim.
Zıbare; bizim dilimizde yardımlaşma hep birlikte ve hiçbir karşılık beklemeden birinin işine el atma, bitirmesine yardımcı olma anlamına gelmektedir.
Zıbare kelimesinin Türkçe dilindeki karşılığı ise İmece’dir. İmece, Türkçe sözlüklerde köy yasası, köy örfü uyarınca köyün, beden çalışması gerektiren işlerin o köyde yaşayanları, bazen de civar köylerden gelenlerin yardımı ile ortaklaşa şekilde yapılması, bitirilmesi anlamına gelmektedir.
İmece yardımlaşması bazen tarlada kalan ekinlerin biçilmesine, tahıl ve tanelerin taşınmasına kadar yapılan iş bütünlüğü şeklinde karşımıza çıkarken bazen de köyde yapılması gereken bir evin duvarlarının örülmesinden, içinde yaşanacak bir hane olancaya kadar yapılması gereken tüm işlerin köy halkı tarafından hep birlikte yapılması şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Günümüz şartları, zirai ve teknolojik anlamda gelişen ekipman ve makine gücü düşünüldüğünde, zıbarenin yani imecenin çok bir anlamı kalmayacaktır. Ama bundan 50 yıl öncesine gittiğinizde ise durum çok daha farklı ve beden gücüne dayalı bir işgücü gerektirmekteydi. Beden gücüne dayalı bu işlerin bir evin bireyleri tarafından bitirilmesi günler hatta ayları gerektirecektir. İşte bu anda birlikte yaşamanın mecburi kıldığı ortak karar alma, ortak hareket etme meziyetleri ortaya çıkar. Bu ortak ruh sayesinde birden fazla işçi gerektiren durumlarda insanlar imece ruhu ile hareket ederek bu gereksinimi karşılamışlardır. İmece birey için olduğu kadar toplum içinde olmuştur. Tarihte yapılan ilk camiden imaretlere, su kanallarına kadar birçok şeyde insanlar ortak hareket ederek başarılı olmuş ve insanlığa nice eserler kazandırmışlardır. İlk ibadethane olan Mescidi Nebevi de bizzat Hz. Muhammed ve sahabileri başta olmak üzere katılım sağlayan onlarca insan sayesinde yapılmıştır.
Düşünsenize koskoca bir tarlada olan ekinin oraklarla biçilmesi, ekin bağlarının toplanması hayvanlarla taşınarak köyde yakın bir meydanda biriktirilmesi ve daha sonra hayvan gücüne dayalı cencereler ile dövülmesi ve en nihayetinde taneler ile samanın ayrılarak taşınması bir iki kişinin üstesinden gelebileceği bir iş değildir. İşte bu işler insanımızın doğuştan gelen insani özelliklerimiz ve birlikte yaşamanın zorunlu kıldığı yardımlaşma sayesinde gerçekleşmiştir.
Günümüzde aynı binada yaşayanların birbirlerinden bir selamı çok gördükleri ve akrabaların birbirlerini tanıyamadıklarını düşündüğünüzde geride bıraktığımız 50 yılın bizden ne kadar çok şey aldığını görebileceksiniz.
Zıbare; eskiden insanların yaşamak için mecburen yapmak zorunda kaldıkları bir davranıştır. Bu olay dinlerüstü bile erdemdir. Bir Yahudi bir Hristiyana veya bir Hristiyan bir Müslümana dinlerüstü düşünerek yardım etmiştir. Çünkü imece ruhu bir var oluş ruhudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.