İDİL’İN TARİHİNİ NEDEN KİMSE YAZMADI

Tarih boyunca insanların üzerinde hüküm sürdüğü binlerce yerleşim yeri zaman içerisinde ya bir doğal afet nedeni ile veya iki tarafın çatışması neticesinde yıkılmış yerle bir olmuştur. Dünya haritası üzerinde izleri bile kalmamıştır. Lakin yıkılmadan önce o insanların üzerinde yaşadığı şehrin bazı insanları oranın tarihini bir şekilde yazmış kayıt altına almıştır. Hatta bu kayıtlar yazının icadından önce bile kayalara oyulan veya çizilen resimlerle anlatılmış. Modern dünya insanları bu resimlerden hareketle o zamanlarda yaşamış kavimlerin karakteristik özelliklerini, kültür, tarihini ve yaşantılarını belirlemiş, kayıt altına alınmıştır.

Yakın bir tarihte (21-30 Aralık) Cizre’de bir kitap fuarı organize edildi. Yerel yazarlarında bir arada kaldığı stantta bende bulunuyordum. Bu standımızda Cizreli iki değerli yazar arkadaş Abdullah Yaşın ve Abdülkadir Bingöl’de fuar boyunca bulundular. Yazar Abdullah Yaşın’ın diğer kitaplarının yanında ayrıca Cizre tarihi ile ilgili üç eseri daha da fuarda sergiliydi. Kitaplarının adları: Bütün Yönleriyle Cizre, Tarih Kültür ve Cizre, Şehri Nuh Cizre. Abdulkadir Bingöl’ün de diğer kitaplarının yanında ayrıca Cizre tarihi ile ilgili kaleme aldığı: Cizre Kimliği-Nasaname Cıziré isminde kalın bir kitabı sergideydi. Fuarda bu kitapların hepsini inceleme fırsatı buldum. Cizre’nin tarihini, kültürünü, folklörunü, coğrafi yapısını, hatta yakın bir tarihe kadar Cizre hayatına dokunmuş 900 şahsiyet Nasnama Cıziré adlı eserde resimleri ile beraber kısa öz geçmişleri yazılıdır. Ayrıca Cizreli Dr. Mesut Tüzün iki ciltlik Cizre Tarihi adlı bir eser yazmış. Tabi ki çok eskiden de Cizre tarihi ile ilgili kitaplar yazılmış ve bu kitaplar değişik kütüphanelerin raflarında sergilidirler. Oysa İdil’in tarihine bakıldığında Beth Zabday adıyla İseviliğin ikinci yüz yılından önce kurulmuş bir şehirdir. Peki neden bugüne kadar bu şehrin insanlarından herhangi birileri İdil tarihini yazmamış. Neden böyle bir fikir akıllarına gelmemiş. Doğrusu bu durumu çok merak ediyorum. Malum olmak üzere İdil’in gerçek sahipleri 1980 ile 1990 yılları arasında hemen hemen hepsi İdil’den göç etti. Kahir ekseriyeti Avrupa’nın değişik ülkelerine yerleşti. Bir kısmı da İstanbul gibi Türkiye’nin değişik şehirlerine göç etti. İdil’den göç eden insanlar arasında aydın, okumuş çok insan mevcut idi, halada öyle. Ama hiçbirinin aklına İdil tarihini yazmak gelmedi nedense.

İdil’de daha önce adı Mor Yuhan olan, sonraki tarihlerde (1710) Meryem Ana kilisesi olarak değişen bu mabed M. S. 57. Yılında ibadete açılmış. Meryem Ana kilisesi, Antakya’da bulunan ve Hıristiyanlığı kabul eden ilk kilise olan Mor Petrus kilisesinden sonra, ikinci en eski kilise olarak tarihe geçmiştir.

Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi sekreteri hemşerimiz Muzaffer Aykut: İdil Süryanileri Tarih Kültür adında bir kitabını Ağustos 2025’ yazdı. Kitabı okudum. Çok detaylı ve kaynaklı bir araştırma neticesinde tamamlanmış. Kitap fazla büyük olmamakla beraber bazı tarihi konulara ışık tuttuğu için önem arz etmektedir. Kitabın bir sayfasında şöyle bir ibare geçiyor. “Tarihi bir öneme sahip İdil, Süryaniler için de önemli bir yerleşim yeridir. Çünkü Hezex ilçesi, binlerce yıl boyunca Süryanilerin yaşadığı bir bölgedir. Hıristiyanlığın daha 2. Yüzyılında bölgede bulunan Beth Zabday’ya (bugünkü İdil) ulaştığı ve müjdeyi bölgeye bizzat İsa Mesih’in 72 müjdecisinden Aday ve Agay’ın çabaları sonucu olduğu ifade edilmektedir. İsa Mesih’in iki müjdecisi olan Aday ve Agay, ilkin Küdüs’ten Urhoy (Urfa)’ya geldiler. Urfa’da Hıristiyanlığı müjdeledikten sonra günümüzdeki İdil ilçesine gelip Mirza adında bir metropolit atayarak Hıristiyanlığı böylece Hezex’te de müjdelemiş oldular. İdil yüzyıllar boyunca yoğun bir Süryani nüfusu barındıran bir yerleşim merkezidir.

Mezopotamya’nın stratejik bir noktasında yer alan ve özellikle Turabdin ile Ceziret-i İbn-i Ömer’e çok yakın bir mesafede olan, pek çok medeniyetin, dinin, dilin ve kültürün izlerini bünyesinde barındıran, Müslüman, Hıristiyan ve Yezidi toplulukların zenginliğiyle harmanlayan bu zengin kültürel kavşağı, yani İdil’in tarihini neden kimse yazmadı.

Kaynak: T.C. İdil Kaymakamlığı, İdil Süryanileri s.27. Muzaffer Aykut.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M.Emin BOZKUŞ Arşivi

CİZRE COŞKUN BİR KİTAP FUARIYLA BULUŞTU

03 Aralık 2025 Çarşamba 12:28

HZ. NUH CUDİ VE TUFAN - 2

05 Kasım 2025 Çarşamba 00:55

HZ. NUH VE CUDİ - 1

24 Ekim 2025 Cuma 09:24

EĞİTİMDE SAC AYAK

13 Ekim 2025 Pazartesi 00:08

İDİL SÜRYANİLERİ

03 Eylül 2025 Çarşamba 22:26

MÜKÜSLÜ (MIKS) HAMZA

14 Ağustos 2025 Perşembe 01:13