17 Ağustos Depremi: Unutulmayan Gece, Bitmeyen Dersler
Türkiye, 17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen hâlâ o büyük felaketin izlerini taşıyor. Resmî rakamlara göre 17 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiği, on binlercesinin yaralandığı deprem; yalnızca büyük bir yıkım değil, aynı zamanda ülke tarihinde bir dönüm noktası oldu.
Geceyi Aydınlatan Çığlıklar
17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de Kocaeli Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğünde meydana gelen deprem, 45 saniye boyunca tüm Marmara’yı salladı. Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Yalova, Düzce ve Bolu’da binlerce bina yıkıldı. O gece milyonlarca insan sokaklara döküldü, enkaz altından gelen yardım çığlıkları günlerce susmadı.
Araştırmalar Ne Diyor?
Uzmanların yaptığı çalışmalara göre Marmara Bölgesi hâlâ yüksek risk altında. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nin raporlarına göre Marmara Denizi’nin kuzeyinde kırılmamış fay hatları mevcut ve bu fayların büyük bir deprem üretme potansiyeli devam ediyor.
Jeofizik uzmanları, “İstanbul ve çevresi için 7’nin üzerinde bir depremin olasılığı önümüzdeki 30 yıl içinde yüzde 60’a yakın” değerlendirmesinde bulunuyor. Bu da 1999’dan çıkarılan derslerin ne kadar hayata geçirildiğini sorgulatıyor.
Neler Değişti, Neler Aynı Kaldı?
- Deprem yönetmelikleri yenilendi, kentsel dönüşüm çalışmaları başlatıldı.
- AFAD kuruldu, sivil toplumun afet bilinci güçlendi.
- Ancak hâlen riskli binalar, plansız kentleşme ve yetersiz denetim sorunları sürüyor.
Toplumsal Bellek
Sosyologlara göre 17 Ağustos yalnızca bir doğal afet değil, aynı zamanda toplumsal hafızada derin bir yara. Deprem sonrası gönüllü dayanışma ağlarının ortaya çıkışı, Türkiye’de sivil toplumun güçlenmesinde de bir kırılma noktası oldu.
“Unutursak, Yine Yaşarız”
Bugün uzmanların ortak uyarısı şu: Deprem değil, ihmal öldürüyor.
1999’un ardından geçen çeyrek asır, Türkiye’ye deprem gerçeğini defalarca hatırlattı. Bilim insanları, bireysel ve toplumsal hazırlığın önemine dikkat çekerek şu çağrıyı yineliyor:
Deprem çantası hazır mı?
Oturduğumuz bina güvenli mi?
Afet planımız var mı?
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.