3 Mayıs 2024

ŞIRNAK HABER

Haktan Yana Halkın Yanında

“SEYDA MELE MEHMET ECE’DEN RAMAZAN HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER…!” (2)

“SEYDA MELE MEHMET ECE’DEN RAMAZAN HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER…!” (2)
Kur’an-I Kerim, Hadis Ve Fıkıh Kitaplarına Göre Ramazan-I Şerif
Fitre verilmesinde dikkat edilmesi gereken 5 vakit vardır: Caiz vakti, vacip vakti, fazilet vakti, kerahat vakti ve haram vakti. Caiz vakti, fitrenin Ramazan’ın ilk gününde verilmesidir. Vacip vakti, fitrenin Ramazan’ın son gününde gün batımında verilmesidir. Fazilet vakti, fitrenin bayram namazına gitmeden verilmesidir. Kerahat vakti, fitrenin mazeretsiz olarak bayram namazından sonra verilmesidir. Yalnız, fukaralar, muhtaçlar, miskinler için beklenmişse bu vakitte fitrenin verilmesi caizdir. Haram vakti ise fitrenin mazeretsiz olarak bayramdan sonraya bırakılmasıdır.
Fitre olarak, bulunulan şehirde yaygın olarak kullanılan gıda verilmelidir. Fıkıh kitaplarına göre, örneğin insanların yaygın yiyeceği pirinç ise pirinç; çökelek ise çökelek; buğday ise buğday fitre olarak verilmelidir. Bulunduğumuz bölgede yaygın gıda buğday olduğu için fitre olarak buğday verilmesi daha doğrudur. Mümkün olduğu takdirde buğday fitre olarak verilmeli, buğday olmazsa Hanefi mezhebindeki gibi para verilmelidir. Fitre olarak 4 orta büyüklükteki avuç kadar ya da 2,5 kg buğday da verilebilir.
Ramazan’ın son günü akşam ezanından evvel doğan bir bebek adına fitre verilmesi vaciptir. Akşam ezanından sonra biri ölürse onun adına fitre verilmesi vaciptir. Ancak akşam ezanından sonra doğan bir bebek için fitre verilmesi vacip değildir.
*
Ramazan’da oruç tutacakların akşam ezanından sonra, sabah ezanından önce niyet getirmesi gerekmektedir. Gece niyet getirmeyi unutan kişi orucunu yine de tutmalı, ancak daha sonra o orucun kazasını da tutmalıdır.
Fıkıh kitabına göre 6 farklı durumdaki kişiler Ramazan-ı Şerif’te oruç tutmayabilir:
Seferi olanlar oruç tutmayabilirler.
Ağır hastalığı olanlar da oruç tutmayabilir, ancak iyileştikten sonra tutmadıkları orucun kazasını tutmalıdırlar. Şeker, böbrek, kalp rahatsızlığı gibi kronik rahatsızlığı olanlar, tutmadıkları oruçlar yerine kefaret vermelidirler. Kefaret olarak oruç başına yaklaşık bir avuç buğday vermelidirler.
Yaşlılar da oruç tutmayabilir. Ancak çok güçsüz olmayan, oruç tutmada zorlanmayan yaşlılar oruç tutmalıdır.
Hamile olan ve emziren kadınlar oruç tutmayabilir. Hamile veya emziren kadınlar oruç tuttukları takdirde hayati tehlike oluşacağını düşünürlerse oruç tutmamalı, daha sonra kaza orucu tutmalıdırlar. Çocukları için hayati tehlike oluşacağı düşüncesiyle oruç tutmayan hamile veya emziren kadınlar, daha sonra kaza orucu tutmanın yanı sıra kefaret te vermelidirler. Fıkıh kitaplarına göre kefaret olarak oruç başına yaklaşık bir avuç buğday verilmelidir.
Son olarak altıncı durum ise, susuzluktan perişan olan kişiler oruç tutmayabilir.
İşçiler (fırın işçileri, inşaat işçileri, ziraat işçileri vb.) niyet getirip oruçlarına başlamalı, işyerine gittikten sonra dayandıkları takdirde oruçlarını tamamlamalıdırlar. Fakat sağlıklarının tehlikeye gireceğini anladıklarında ise oruçlarını bozabilirler, sonrasında o orucun kazasını tutmalıdırlar.
Oruç tutanların orucu, kalçadan, koldan veya damardan şırınga enjekte edilmesi veya serum verilmesiyle bozulmaz.
Oruçluyken kişinin gözüne sürme çekmesi veya ilaç koyması sonucunda boğazına bir tat gelse bile orucu bozulmaz.
Erkek olsun kadın olsun cünüp durumunda oruç tutulabilir. Yalnız temizleninceye kadar namaz kılınmamalı ve Kur’an okumamalıdır.
Kadınların hayızda bulunduğu sırada oruç tutmaları, namaz kılmaları ve Kur’an okumaları haramdır. Ayrıca cinsel ilişki de haramdır. Ramazan ayında cinsel ilişkiye girince erkeklerin kefaret vermesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresinin 222. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: “Sana hayızdan da soruyorlar, deki o bir ezadır, onun için hayız zamanı kadınlardan çekilin ve temizlenene kadar onlara yanaşmayın, iyi temizlendiler mi o vakit Allah’ın emrettiği yerden onlara varın, her halde Allah çok tövbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever”.
Cinsel ilişkide bulunulduğunda kefaret olarak bir mümin köle alıp azat etmek, bu olmadığı takdirde iki ay üst üste oruç tutmak gerekir. Bazı rivayetlere göre bir oruç başına bir oruç ve 60 gün kefaret orucu tutmak gerekir. Eğer kişi 59 gün oruç tutup 60. gün orucunu bozarsa tekrar 60 gün kefaret orucu tutması gerekir. Bu mümkün olmadığı takdirde 60 fukarayı doyurmak veya 60 avuç buğday vermesi gerekir.
Kadınların hayız süreleri 1 gün 1 gece ya da 6-7 gün 6-7 gece ya da 15 gün 15 gecedir. Bu sıralarda yukarıda zikredilen şeyler onlara haramdır. 15. günden sonra devam ederse yukarıda zikredilen şeyler helaldir. Kadınlar ramazanda doğum yaparlarsa, lohusa süresi bazı kadınlarda bir dakika, ama genellikle 40 gün 40 gecedir. Bazen de 60 gün 60 gece devam etmektedir. Bu esnada oruç tutmak, namaz kılmak, Kur’an okumak haramdır. Cinsel ilişki de haramdır. 61. Günden sonra lohusa devam ederse her şey helaldir, çünkü bu durum lohusadan başka bir hastalıktır. Ramazan’da hayız ve lohusa dönemlerinde kadınlar kılmadıkları namazlarını daha sonra kaza etmezler, ama kaza orucu tutarlar. Kadınlar hayız ve lohusa durumlarında salavat, Allah-u ekber, la ilahe illallah, suphanallah, estağfurullah getirebilir, dua edebilir, yemek yerken besmele de çekebilirler.
Cünüp halinde Kur’an okunmaz, namaz kılınmaz ama oruç tutulabilir, salavat, Allah-u ekber, la ilahe illallah, suphanallah, estağfurullah getirilebilir, dua edilebilir, yemek yerken besmele de çekilebilir.
Bir hadiste buyurulmuştur ki; bir kişi seferi değilse, hasta değilse, herhangi bir mazereti olmaksızın orucunu bozarsa bütün yıl oruç tutsa bile o oruçlar, bozduğu orucun yerini tutmaz.
*
Bu Ramazan-ı Şerif’te insanların birbirini sevmesi ve birbirine merhamet etmesi gerekir. Bir hadiste imanı olmayan bir kişinin Cennet’e giremeyeceği, insanların birbirlerini sevmediği müddetçe de iman sahibi olamayacağı ifade edilmiştir. Hadiste “Birbirinize selam verin, selamdan muhabbet olur, muhabbet oldukça iman da olur, iman sahibi olunursa da Cennete girilir.” şeklinde buyurulmuştur. Hz. Muhammed’e (S.A.V) göre eğer bir kişi, oruçlu birine iftar yaptırdığı takdirde oruçlu kişinin sevabı kadar sevap kazanır ve oruçlu kişinin sevabında da eksiklik olmaz.
Başka bir hadiste “Kendinizi ateşten koruyun, bir hurma yarısı kadar bile olsa sadaka verin, o da olmazsa iyi söz söyleyin.” buyurulmuştur.
Başka bir hadiste ise “Rahmet etmeyene Allah (C.C.) rahmet etmez” buyurulmuştur.
Allah (C.C.) cümlemizi af ve mağfiret eylesin. Allah (C.C.) bizi kâmil iman ve salih iman üzerine huzuruna kavuştursun. Allah (C.C.) cümlemizi büyük afatlardan muhafaza etsin. Allah (C.C.) bizi işlediğimiz amellere göre değil, kendi rahmeti ve keremiyle değerlendirsin.
Yazımızı bir ayet-i kerime ile bitirelim:
“Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.” (Nisa, 69)
Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu
Mehmet ECE
Hz. Nuh (A.S.) Cami İmam Hatibi
(Emekli)

Bir yanıt yazın

Copyright © 2005 Şırnak Haber, Her hakkı saklıdır. | Newsphere by AF themes.