Sevgili kadınlar….

Silopi’nin sevilen iş adamlarından Bargello şubesi sahibi sevgili Mesut İmrak’ın 8 Mart Dünya Kadınlar günü yazısı…

Sevgili kadınlar,
Kapitalist sistemin farkında olan bir birey olmama rağmen 8 Mart dünya kadınları anma ve farkındalık yaratma gününü kutluyorum.
Bugün farklı bir bakış açısıyla uzun uzun kadının değerinden, güzelliğinden,naifliğinden ve detaylarından bahsetmek istemiyorum. Kadının değerini bilen bir insan olarak tepkileri göze alma cesaretinde bulunarak toplumsal farkındalık yaratmak adına saygı kuralları içerisinde eleştirilerimi dile getirmek istiyorum. Bana göre kadına şiddetin büyük payı yine kadındır. Çünkü kadın daha hamile iken farkında olarak veya olamayarak bebeğin cinsiyetine göre farklı renklerde pembe veya mavi renkte elbise veya objeler alınmaktadır. İşte tamda bu noktada daha çocuk doğmadan ilk cinsiyetçilik ayrımcılığı başlatılmaktadır. Doğumdan sonra oyuncaklar,fotoğraf çekme şekilleri, ev işleri paylaşımı, sorumluluk ve yetiştirme şekilleri ile devam edilmektedir.
Bir çocuk annesi, oğluna, bir kadına nasıl davranılması gerektiğini nasıl iletişim kurulması gerektiğini öğretmelidir. Çocuğunu akademik olarak yetiştirmeden önce insanî, ahlaki ve kültürlü bir çocuk yetiştirmek zorundadır. Aksi takdirde topluma zararlı bir birey ve başka bir kadına potansiyel bir katil yetiştirmiş olur. Önce değişime kendimizden başlayalım. Unutmayalım insanlık kadınla başladı kadınla devam ediyor ve kadınla biter.
Ve sevgili erkekler unutmayalım ki bir toplumda erkekler duygularını ne kadar güzel ifade edebilirse o toplumun kadınları o kadar güzelleşir ve özgürleşir. Onun için duygularınızı yaşamaktan geri kalmayın. Kadınlar işitsel olduğu için duygunuzu ve sevginizi söylemekten çekinmeyin söylerken hissettirin. Ellemeyin ruhuna dokunun sarılın koklayın sevginin gücünün farkına varın. Başım ağrıyor dediğinde hemen ağrı kesici vermeyin hemen seni doktora getireyim demeyin. Önemli bir sağlık sorunu yoksa kuvvetle muhtemel konuşmaya ihtiyacı olduğunu bilin sohbet edin başını okşayın neden ağrıdığını bulmaya çalışın. Kötü olan bütün toplumsal kalıpları kırmaktan korkmayın. Kızınız eşiniz anneniz ablanız arkadaşınız yanınızdayken topluma sosyal mesajlar vermeyi ihmal etmeyin.
Vee sevgili toplum, hepimizi bir kadının doğurduğunu unutmayalım. Cennet anaların ayakları altındadır diyen bir medeniyetten geliyor olmamız ile bugün kadına yapılan fiziki veya psikolojik şiddete dair şahitlik yapmamız inançlarımızla çelişmiyor mu. Namus kavramı ile kadın özdeşleştirilmemeli veya bacak arası ile ölçülmemeli. Namus kelimesi geçince akla onur, ahlâk doğruluk ve dürüstlük gelmeli ve başkasını yargılamadan önce kendini sorgulamalı. Namus adı altında işlenen cinayetlere gelince toplumsal baskı, beyinsel yargı ve dedikoduların katili cinayete teşvik ettiğinin farkına varılmalı veya kadının anlaşılamama korkusu ile intihara sürüklendiğinin farkına varılmalı. Burada sözlerime son verirken geçmişi iyi okuyup takılı kalmadan daha iyi ve güzelliklerle anılacak bir dönem inşaa edeceğimize olan inancımla.Ve bütün bunların farkına varılması temennisi ile.
Adam gibi adam yetiştiren kadın gibi kadınların ellerinden öpüyor önlerinde saygı ile eğiliyorum. Sevgi ve inançla. Mesut İMRAK