Şırnak İl Müftüsüne sorduk; Orucu ne bozar?

Şırnak İl Müftüsüne sorduk; Orucu ne bozar?
Oruç tutmanın temel unsurları yemek yememek, içecek içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak yani kısaca nefsine hâkim olmaktır. Ne gibi durumlarda orucun bozulup bozulmadığı ise merak ediliyor.

İşte Diyanet'e göre orucu bozan ve bozmayan durumları ve merak edilenleri Şırnak İl Müftüsü Ahmet Dilek cevapladı...

Oruç hangi hallerde bozulur, orucu tehlikeye atacak davranışlar nelerdir ve Oruç tutmanın faziletlerinden bahseden Müftü Dilek, şunları kaydetti"Oruç ibadeti, İslam’ın beş temel esasından biridir. Oruç; Allah’ın rızasını kazanmak için ibadet maksadıyla sahurdan iftar vaktine kadar gün boyu yemekten, içmekten, cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.

Genel tanımla, oruçlu iken, yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmak orucu bozar. Orucu bozan şeylerin bir kısmı sadece kazayı gerektirirken, diğer bir kısmı hem kaza hem de kefareti gerektirir.

Yolculuk, hastalık, ileri derecede yaşlılık gibi meşru bir mazerete dayalı olarak bozulan orucun, sadece kaza edilmesi yeterlidir. Kasıt olmaksızın unutarak yemek-içmek; beslenme amaçlı olmayan, yenilip içilmesi mutat olmayan veya insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozar ve sadece kazasını gerektirir. Ramazan’da bir mazeret olmaksızın tutulmayan oruçlar, gününe gün kaza edilir. Ancak Ramazan orucunun mazeretsiz olarak tutulmaması büyük günah olup, kazasıyla birlikte tövbe etmek de gerekir.

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim Ramazan'da özürsüz ve hasta olmaksızın bir gün oruç yerse, bütün sene oruç tutsa onu yerine getirmiş olmaz." Ramazan orucunun, mazeretsiz olarak bozulması durumunda hem kefaret hem de bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Oruç kefareti iki kameri ay veya 60 gün ara vermeksizin oruç tutmaktır. Buna gücü yetmeyen, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur. Adet halinde bulunan kadınlar, bu günlerinde kefaret oruçlarına ara verirler. Bu durumlarından çıkar çıkmaz ara vermeden kefaret orucuna devam ederek 60 günü tamamlarlar. Şafii mezhebine göre mazeretsiz olarak Ramazan orucunun yeme-içme ile bozulması durumunda kefaret değil, sadece kaza gerekir. Ramazan ayında her günün orucu başlı başına müstakil bir ibadettir. Bundan dolayı her gün için oruç tutmaya niyet etmek gerekir. Dolayısıyla bir günün orucundaki bozukluk, diğer günün sıhhatine engel olmaz. Bu itibarla Ramazan orucu tutmaya başlayan bir kimse daha sonraki günlerde mazeretsiz olarak oruç tutmaktan vazgeçerse, sadece tutmadığı günlerin orucunu kaza etmesi gerekir, kefaret gerekmez. Zira kefaret, oruç tutmamanın değil, orucu mazeretsiz olarak kasten bozmanın cezasıdır.

Unutarak yemek, içmek orucu bozmaz. Peygamber Efendimiz, "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allâh yedirmiş, içirmiştir." buyurmuştur (Buhari, Savm, 26) Unutarak yiyen içen kişi, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çıkarıp ağzını yıkar ve orucuna devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra yeme-içmeye devam eden kişinin orucu bozulur “

Astım Hastalarının Oksijen Spreyi Kullanmaları, Göz Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı?

Göz damlasının orucu bozmadığını belirten İl Müftüsü Dilek,” Nefes açıcı sprey kullanmak zorunda kalan astım ve buna benzer hastalar bu gibi durumlarda oruç tutmayabilir. Daha sonra iyileşince tutamadığı günleri kaza eder. İyileşme ümidi kalmamışsa, o takdirde tutamadığı günler sayısınca fidye verir. Bir fidye, Ramazan’da bir kişi için verilen bir fitre miktarıdır.

Ancak, nefes darlığı dışında oruç tutmaya engel başka sağlık problemi bulunmayan astım hastaları, soluk almayı rahatlatacak özel spreyi ağızlarına püskürterek oruç tutabilirler. Ağza püskürtülen bu ilaçlar orucu bozmaz. Çünkü bu spreyden bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az bir miktar ağza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı ağız ve nefes boruları cidarları tarafından emilip yok olmaktadır. Bu itibarla astımlı hastaların, rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza püskürtülen oksijenli ilaç, orucu bozmaz.

Göze damlatılan ilaç, miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesâmat (gözenekler) yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla göz damlası orucu bozmaz ”dedi.

Kalp Hastalarının Dilaltı Hapı Kullanması Orucu Bozar mı?

Ramazan ayında oruç tutan kalp hastalarının en çok merak edilenlerden biri de dilaltı hapların kullanmasıyla ilgilidir. Şırnak İl müftüsü Ahmet Dilek merak edilenleri şöyle cevapladı” Bazı kalp rahatsızlıklarında dil altına konulan hap, doğrudan ağız dokusu tarafından emilip kana karışarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu hap ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz”.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.