İnsanlık tarihini değiştiren iddia: Nuh’un Gemisi bulundu mu?

Aslen Ordulu olan ve İstanbul’da ikamet eden araştırmacı İbrahim Yetgin Delibaşı (62), 16 yıllık kişisel araştırmalarının ardından insanlık tarihine ışık tutabilecek çarpıcı bir iddia ortaya attı. Delibaşı, Nuh Tufanından sonra Cudi Dağı'na oturduğu rivayet edilen Nuh’un Gemisi’ni ve Hz. Nuh’un mezarını bulduğunu öne sürdü.
Delibaşı, genç yaşta Kur’an-ı Kerim’i okumaya başladıktan sonra Nuh Tufanına ilgi duyduğunu belirtti. 16 yıl süren çalışmaları sonucunda, Şırnak’ın Cudi Dağı bölgesinde hem Nuh’un Gemisi’nin hem de Hz. Nuh’un mezarının yerini tespit ettiğini söyledi.
Delibaşı, Yetkili merciler tarafından gerekli izinlerin verilmesi halinde ilgili araştırmacı ve arkeologlar ile birlikte, gemi ve mezarın bulunduğu yere gidip onlara gemi ve mezar yerini gösterebileceğini ifade etti.
BELGELERLE DESTEKLİYOR: GETRUDE BELL'İN KİTABI
İddialarını tarihi belgelere dayandıran Delibaşı, 1909 yılında bölgeye gelen ünlü İngiliz arkeolog ve yazar Getrude Bell’in “Amurath to Amurath” adlı eserinde Cudi Dağı'nda Nuh’un Gemisi’ni ve mezarını gördüğüne dair notlar bulunduğunu öne sürdü. Delibaşı, “Nuh’un gemisini Getrude Bell ünlü eski İngiliz arkeolog 1909 yılında yaklaşık 40 yaşlarında Şırnak'a geliyor. Cudi dağına çıkıyor. Orada Papaz Kas Mattai ile bir araya geliyor. Nuh’un gemisini gördüğünü, mezarını gördüğünü, hac vazifesini yaptığını söylüyor. Bunu nereden öğreniyoruz? Bu anılarını yazdığı kitap 1911 ilk basımı yapılıyor. 1.985 Türkçeye çevriliyor, Amurath to Amurath kitabın adı. Kitaba şu anda ulaşmak mümkün değil. O kitapta Cudi Dağı’nda Nuh’un gemisiyle ilgili anılarını uzun uzun yazmış. Ben kısaca geçiyorum. Getrude Bell gemiyi mezarı görüyor ama bunların fotoğraflarını çekmiyor. Orada çektiği tek bir kare fotoğraf var o da bu. Ben buradan yola çıkarak gemiyi buldum arkadaşlar” dedi.
"YAPIYI BİLEREK YOK ETTİLER" İDDİASI
Delibaşı, Cudi Dağı’nda yer alan yapının 1950’li yıllarda sağlam olduğunu ve halk tarafından sıkça ziyaret edildiğini belirtti. Ancak 1980’li yıllarda bu yapının bilinçli bir şekilde yıkıldığını ve taşlarının dahi ortadan kaldırıldığını savundu. Bu yapının, geminin yerini işaret eden en önemli iz olduğunu söyleyen Delibaşı, “Bu yapının şu anda kalıntısı yok. Bu yapıyı Şırnak'ta. Gören de yok, askerlerle görmemiş, korucular da görmemiş, sivil halk da bu yapıyı gören yok arkadaşlar. Ama bu yapı 1950 yılında sağlam. Bu yapının 1950 yılında ki hali. Burada dikkat çeken bir şey var arkadaşlar buraya ziyarete gelenler yapının sağ tarafında, vadiye doğru bakıyorlar. Bu yapının daha sonra 1980 çekilmiş bir resmi var. Bu az önce gördüğünüz 1950’de çekilmiş 1980’de bu yapıtı yapıyı yıkmakla kalmamışlar. Bizim bunu görmemizi istemeyen güçler. Yıktıkları taşları bile kaybetmişler. Çünkü bu yapı geminin işareti. Bu yapı olmasa gemiye ulaşmak mümkün değil. Ben bu yapıya ulaştığım zaman gelince de ulaşabileceğimi düşünerek zaten yola çıktım ve bu yapının yerini 15 senede ulaşabildim. Şimdi bu 1980 çekilmiş bir resmi yaklaşık o tarihlerde çekilmiş, yapıyla ait en ufak bir kalıntı göremiyorsunuz. Yapıyı yıkıyorlar, yıktıkları taşları da kaybediyorlar. Gördüğünüz gibi çünkü taşları almasalar o yapıya ait olduğu anlaşılacak. Burada daha sonra çekilmiş bir fotoğraf var. Yine o yapıya ait yine. İnsanlar ziyarete gelmişler gemiyi 1980 civarı çekilmiş. Bu resimde bakın burada yapıya ait taş falan vesaire hiçbir şey yok ama o yapının olduğu yer burası. Bakın burada da insanlar sağ tarafa vadiye bakıyorlar, vadiye bakıyorlar. Burada sağ tarafta vadiye gemiye bakıyorlar arkadaşlar. O yapının olduğu yer tam bu burun burası şu burun aşağıda da gemi silüetinin olduğu yer geminin ta kendisi. Şimdi Getrude Bell’in ziyaret ettiği fotoğrafını çektiği yapı burası. Şimdi biz bu yapının. Bu bir söylenti olabilir, rivayet olabilir, yalan olabilir. Getrude Bell bunu görmüş olması bunun gemi olduğu anlamına gelmez. Yani orayı yüzlerce yıldır binlerce yıldır insanları ziyaret ediyor olması, bunun bir gemi olduğu anlamına gelmez” dedi.
ZİFTLENMİŞ AĞAÇLAR VE METAL ÇİVİLER DELİL Mİ?
İddialarını destekleyen bir diğer argüman ise 1975 yılında bölgeye gelen Alman araştırma ekibinin bulduğu ziftlenmiş ağaç kalıntıları. Delibaşı, Bunun gemi olduğunu nereden anlıyoruz? Orada 1975 yılında Alman araştırma grubu geliyor. Burada zehirlenmiş ağaçların levhaları götürüp test ediyorlar. Almanya’da radyokarbon yöntemiyle radyo karbon yönteminde ağaçların 6300 yıllık olduğu ortaya çıkıyor. Kuran'a göre de zaten bize tarih vermiyor. Kur’an ama bu tarihlere tekabül ediyor. Bu Nuh tufanı. Ayrıca bir önemli bir şey daha. Şimdi burada bu görünürdeki gemi silüetindeki yerde bulunan ziftlenmiş ağaçlar ve levhalar gidiyor. Halbuki bu vadinin içinde öyle bir şey olması için hiçbir sebep yok. Burası vadinin içi burada ev olmaz hiçbir şey olmadı. Yapı olması bunun mümkün değil. Doğal bir şeye de benzemiyor. Zaten burası ziyaret edilen bir yer. Binlerce yıldır şimdi bu levhaları birleştirmek için bir eleman olması lazım. Bu ağaçları ziftlenmiş ağaçları birleştirmek için perçin çivi benzeri bir malzeme olması lazım. O da burada arkadaşlar. Bu da yaklaşık 40 cm uzunluğunda 8-10 santim çapında. Bu malzemeden Şırnak'ta onlarca kişi de var. Benim bildiğim 2 kişi de var. Bu çivi de aynı bu Almanların 1975 yılında örnek alıp test ettikleri yerden çıkan çiviler bu da bağlantı elemanı olarak bu çiviler aynen o geminin levhalarında kullanılmış” dedi.
MEZAR İDDİASI: “ÜZERİNE YALAN UYDURDULAR”
Delibaşı, Hz. Nuh’un mezarının da Cudi Dağı’nın zirvesinde yer aldığını, bölge halkının binlerce yıldır bu alanı ziyaret ettiğini dile getirdi. Mezara dair halk arasında yayılan "Lave Garip" efsanesinin ise gerçeği örtbas etmek için uydurulduğunu öne sürdü. Şimdi arkadaşlar geriye ne kalıyor? Getrude Bell geminin dışında bir de mezar görmüştü. Mezar da hemen o geminin üzerinde düzlükte arkadaşlar. O zaman ziyarete gelenler izdiham olduğu için bakın burada bir anıt mezar yapılmış. Anıt mezarın çevresi de 2-3 dönüm duvarla çevrilmiş. Cudi Dağı'nın zirvesindeki mezar tek mezar. Bunun dışında hiçbir ne bir mezar var, ne yapı var ne bir şeyler altında Nuh’un gemisi. Üstünde de ziyarete gelenlerin ziyaret ettiklerimiz var. Şimdi bu mezarı için bir yalan uydurmuşlar arkadaşlar. Şimdi bunu bizim görmemizi istemeyen güçler, yapıyı kaybetmişler, yapmaları gereken zaten çok açık. Yapıyı kaybetmek. Bir de ayrıca geminin olduğu yerde, gemiyi gösterdiğim yerden. 1979 ve 82 yılları arasında Fransız araştırma grubu gelip burada hem yapıyı kaybediyor taşlarına kadar hem de görünen kısmını geminin görünen kısmını alıp götürüyorlar. Yani burada izi bırakmak istemiyorlar. Bu mezarda bir yalan uyduruyorlar arkadaşlar. Bunu Şırnak halkı Lave Garip diyebiliyor. Lave Garip Kürtçe'de garip genç demek sözle Hindistan'dan bir Hintli genç yola çıkıyor. 7 senede buraya geliyor. Bu mezarın başına kadar o zaman tabii bu mezar yine orada Nuh’un mezarı olarak biliniyor. Sonradan uyduruluyor yalan. 7 senede geliyor karşısına şeytan çıkıyor. Rivayete, hikayelere göre, şeytan O'na diyor ki gemiyi bulman için, bastonun ucuna bir demir çakacaksın 7 sene daha gideceksin. Ondan sonra Nuh’un mezarını, Nuh’un gemisini görürsün diyor o da. Tabii çok yorulmuş, ben en iyisi öleyim, kurtulayım diyor ve orada ölüyor, kurtuluyor. Çobanlar sabah geliyorlar cesedini buluyorlar. O’na bu anıt mezarı yapıyorlar. Yani Nuh’un mezarına böyle bir yalan uydurarak çocukların dahi inanmayacağını bir yalan uydurarak bunu da bu şekilde kaybediyorlar.
Arkadaşlar tabii bununla da kalmıyorlar insanlar tabii mezar görmek istiyorlar ya bizde bir mezar hayranlığı var. Cizre’ye yaklaşık 50 km ileride Şırnak'a bağlı Cizre ilçesine bir mezar yapıyorlar. O mezarda bu mezar bunu bu mezarı 1979 yılında. Orada hiçbir kalıntı yok, hiçbir şey yok. Bir caminin bahçesine bu mezarı yapıyorlar. 8-10 m uzunluğunda böyle hoş görünsün diye 8-10 m uzunluğunda mezarı yapıyorlar. Bir de itiraf eder gibi burada başındaki kitabe mi neyse artık yazıda burada da. Bir şey yapmadan çekinmeden 1979 yılında hizmete açılmıştır diye yazıyorlar” dedi.
“GEMİ İNSANLIĞA HAYIRLI OLSUN”
Araştırmacı Delibaşı, “Bu yapıların ve kalıntıların gizlenmesinin ardında güçlü odaklar var. Ancak artık bu gerçeklerin ortaya çıkmasının zamanı geldi. Nuh’un Gemisi insanlığa hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.