Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kendine özgü dinamikleri içerisinde, Şırnak ve komşu illerinin karşılaştığı benzer yapıdaki sorunların çözümünde sergilenen ortak çabaların mevcut durumu, arzu edilen etkinliğin ve pratik uygulamanın henüz uzağında olduğu gözlemlenmektedir. Oysa çağımızın kentleşme ve yönetim anlayışında, yerel sorunlara komşu şehirlerin ve bölgelerin ortak bir perspektifle yaklaşım sergilemesi, başarılı kalkınma modellerinin temelini oluşturmaktadır ve bölgemizde de bu anlayışın ivedilikle benimsenmesi gerekmektedir.
Kentler arasındaki yerel dayanışmanın tesis edilmesi ve şehirlerin karşılaştığı çeşitli sorunlara özgün çözüm yaklaşımları geliştirmesi, sahip oldukları farklı beceriler ile maddi ve manevi kaynakları ortak bir amaç doğrultusunda kullanması, sorunların üstesinden gelinmesinde kritik bir rol oynayacaktır. Bilgi ve kaynak paylaşımının evrensel geçerliliği, bu iş birliğini güçlü ve etkili bir araca dönüştürecektir. Bölgemizdeki çeşitli alanlarda potansiyelini tam olarak kullanamayan kaynakların, ihtiyaç sahibi komşu kentlerin gelişimine katkı sağlayacak şekilde değerlendirilmesi, aynı zamanda kaynakların verimli kullanımını da beraberinde getirecektir.
Yerel dayanışmanın hayati önem taşıyan bir diğer alanı ise, modern dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli ekolojik sorunlar olan çevresel problemlerdir. Çevreye duyarlı bir yaklaşım benimsemek ve bu sorunların çözümü için ortak projeler üretmek, doğal olarak sinerjik bir güç birliği oluşturacaktır. Zira komşu bir kentte başlayan bir çevresel sorun, sınırları aşarak diğer kentlerin yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, çevresel sorunları en aza indirme ve hatta mümkünse tamamen ortadan kaldırma hedefi doğrultusunda, her kentin kendine has güçlü potansiyeli, çözüm sürecinde merkezi bir rol üstlenecektir.
Neredeyse aynı kültürel mirası paylaşan Güneydoğu illerinin her birinin, kendine özgü bir kimliği ve bütünlüğü olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu bağlamda kültürel alışverişin teşvik edilmesi, öğrenci değişim programlarının hayata geçirilmesi, edebi çevrelerin ortak etkinlikler düzenlemesi ve kentlerin entelektüel birikimlerinin karşılıklı etkileşimde bulunması, bölgenin kültür dünyasının zenginleşmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Bu yaklaşım, aslında modern dünyanın başarılı kalkınma modellerinde sıklıkla görülen iş birliği örnekleriyle örtüşmektedir. Kültürel boyuta ortak festivallerin dahil edilmesiyle şehirler, farklı kültürlere daha fazla açılacak ve zengin kültürel deneyimler yaşama fırsatı bulacaktır.
Şırnak ve çevre illerinde ülke ortalamasının üzerinde genç bir nüfus potansiyeli bulunmasına rağmen, spor alanındaki gelişim düzeyinin arzu edilen seviyede olmaması dikkat çekicidir. Bu noktada, yerel dayanışma prensipleri doğrultusunda atılacak adımlar, bölgenin bu alandaki potansiyelini harekete geçirebilir. Farklı şehirlerin sahip olduğu spor tesisleri ve uzmanlık alanlarının komşu şehirlere sunulması, yukarıda bahsedilen sinerjinin spor alanında da somut sonuçlar doğurmasını sağlayacaktır.
Yerel dayanışma örneklerinin, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir anlayışla geliştirilmesine özen gösterilmelidir. Farklı dönemlerde görev yapacak kentsel yönetimlerin bu idealin gelişimine yönelik samimi ve istikrarlı bir tutum sergilemesi, olası kopuşların önüne geçecektir. Bu sayede, daha insancıl ve demokratik değerlerin içselleştirildiği bir yönetim anlayışının da önü açılmış olacaktır.
Daha önceki değerlendirmelerimizde Avrupa'daki kalkınma modellerinde Bölgesel Ajansların oynadığı kritik role dikkat çekmiştik. Bu bağlamda Şırnak, Mardin ve Siirt'i kapsayan Dicle Kalkınma Ajansı ve benzer şekilde kurulacak yeni bölgesel ajanslar, yerel dayanışma örneklerine önemli bir ivme kazandıracak stratejik birlikler olacaktır.
Yerel dayanışmanın önemli bir boyutunu da bölge illerindeki üniversiteler arasındaki işbirliği oluşturmaktadır. Şırnak Üniversitesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Siirt Üniversitesi ve diğer çevre illerdeki yükseköğretim kurumlarının ortak projeler geliştirmesi, akademik kaynakların ve uzmanlığın paylaşılmasını sağlayacaktır. Öğretim üyesi ve öğrenci değişim programları, ortak araştırma çalışmaları ve bölge sorunlarına yönelik disiplinlerarası projeler, üniversitelerin birbirlerinden öğrenmesine ve bölgeye daha etkin çözümler sunmasına olanak tanıyacaktır. Bu iş birliği, bölgenin entelektüel kapasitesini artırırken, gençlerin farklı akademik ortamları deneyimlemesine de imkan sunacaktır.
Yukarıda sıralanan yerel dayanışma örneklerine orta eğitim alanındaki iş birlikleri, Organize Sanayi Bölgeleri arasındaki koordinasyon ve doğal afetlere karşı ortak hazırlık çalışmaları gibi başlıklar da eklenebilir.
Sonuç olarak, bu doğrultuda atılacak adımlar, bölge kentlerine yeni bir vizyon ve perspektif sunacaktır. Mevcut geleneksel kurumsal yapıların potansiyel hantallığı ve halktan uzaklaşma eğilimi göz önünde bulundurulduğunda, daha dinamik ve katılımcı bir yönetim anlayışını tesis edecek bir yeniden yapılanma kaçınılmazdır.