Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın geçen hafta TBMM’de yaptığı 2026 yılı bütçe sunumu, Şırnak’ın geleceği açısından stratejik bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Açıklanan yeni sanayi koridorları, Şırnak'ı ülkenin üretim ve ticaret güzergâhlarında kilit bir merkez haline getirme vizyonunu somutlaştırmaktadır.
Sayın Bakan’ın açıklamasını kısaca şöyle özetlemek mümkündür: Ülkenin bölgesel kalkınma ve sanayi vizyonunda dönüm noktası niteliğinde bir değişimi işaret ediyor: Şırnak, ülkenin üretim ve ticaret güzergâhlarının yeni merkezi haline geliyor. Bakan Kacır, Türkiye'nin üretim gücünü Marmara'dan Anadolu'ya dengeli bir şekilde yayma hedefi doğrultusunda oluşturulacak dört yeni sanayi koridorundan ikisinin, doğrudan Şırnak'ı Mersin–Şırnak ve Trabzon–Şırnak hatlarıyla merkeze yerleştireceğini duyurdu. Bu hamle, Şırnak'ı yalnızca bir Güneydoğu şehri olmaktan çıkarıp, kuzey-güney ve doğu-batı eksenindeki lojistik, yatırım ve ticaret akışlarının kritik "kavşak şehri" pozisyonuna yükseltiyor.
Yukarıdaki yeni stratejik yol haritasına mevcut Mersin-Şırnak hattına Trabzon-Şırnak lojistik hattının eklenmesi yeni dinamik yapıyı oluşturmaktadır; bu şekilde Şırnak kavşak olma özelliğini artırmaktadır. Tabi Trabzon hattının özellikle yeni yapılan Van yolu ile bağlantılı olduğu bir gerçek. Bu hattın kısa sürede işlerlik kazanabilmesi için yeni Van yolunun daha hızlı bir yapım sürecine tabi tutulması gerektiği açıktır.
Salt Van yolu ile bu stratejik plana hazırlıklı olmak yetmiyor. Bunun yanı sıra büyük ölçekli altyapı yatırımları, karayolu ve demiryolu yatırımlarına öncelik veren bir vizyon gerekiyor. Yine bu stratejik kavşağın verimli bir ekosistem olabilmesi için mevcut organize sanayi siteleri kapasitelerinin artırılması için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Şırnak ve genelde bölge illerinin en büyük sorunlarından biri de nitelikli iş gücüdür. Yatırımcı kuruluşların mesleki ve teknik eleman ihtiyaçlarını hazır hale getirmek amacıyla önlemler alınmalı; bu, tersine göçü tetikleyecek temel dinamiklerden biri olacaktır. Ayrıca, hızlı yatırım akışına ayak uyduracak, bürokrasinin bıktırıcı etkilerini kıracak ve yatırımcı dostu bir yerel yönetim işbirliğine ihtiyaç duyulacağı muhakkaktır. Şırnak’ın oldukça avantajlı 6. Bölge yatırım koşullarının yeni yatırım akışında etkili olduğunu yeri gelmişken vurgulayalım.
Trabzon ve Mersin limanlarından Şırnak’a uzanacak bu yeni stratejik koridorun başarısı, büyük ölçüde bölgede hali hazırda devam eden huzur ve güven iklimine bağlıdır. Geçmiş deneyimler açıkça göstermiştir ki, güven ortamı sağlanmadan sermayenin bölgeye akışı mümkün değildir. Güvenlik ortamının sağlanması ve buna paralel ilerleyen “barış ve kardeşlik” sürecinin güçlenmesi, sermayenin bölgeye girişinin önündeki en büyük psikolojik engeli kaldırır. Yatırımcılar için risk algısını minimize eden bu istikrar, bölgesel kalkınma planının finansal olarak hayata geçmesinin temel koşuludur. Bu nedenle, güvenlik iklimi bu stratejik planın sadece bir koşulu değil, en büyük garantörüdür.
Tabi bu koridor lojistik avantajın yanında hangi sektörlerin (tekstil ve hazır giyim, enerji, sınır ticareti ve lojistik, petrokimya) öncelikli olarak gelişme göstereceği üzerine tahminde
bulunulması önemlidir. Gerek yatırımcı ve gerekse sektör temsilcileri ile birlikte bir çalıştay düzenlenlenmesi için adımlar atılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, bu stratejik yol haritası; Akdeniz, Karadeniz ve Ortadoğu pazarlarını en kısa, en hızlı ve maliyet-etkin rotada birleştirerek Şırnak’ı sadece ulusal değil, bölgesel bir lojistik üs yapma potansiyelini taşımaktadır. Ancak bu devasa potansiyelin tam olarak realize edilebilmesi için makalemizde değindiğimiz adımlar, kritik öneme sahiptir. Yeni Van yolunun hızlandırılması, demiryolu entegrasyonu, OSB kapasitelerinin artırılması, nitelikli iş gücü hazırlığı ve yatırımcı dostu yerel yönetim işbirliği, bu vizyonun başarısının temel taşlarıdır. En önemlisi, 6. Bölge teşvikleri ile güçlendirilen bu ekonomik sıçramanın en büyük garantisi, Trabzon ve Mersin’den Şırnak’a akacak sermayenin önündeki psikolojik engeli kaldıran “güven ikliminin” kalıcı kılınmasıdır.