Hepimizin emin olduğu bir gerçek var ki, bu da hayatın sadece olup bitenlerden ibaret olmadığıdır. Ne var ki bu gerçeği bilmek tek başına bir şey ifade etmiyor. Asıl mesele, olup bitenleri nasıl karşıladığımız, onlarla nasıl bir ilişki kurduğumuz ve her anı ne kadar farkındalıkla yaşadığımız…
*
İşte sürekli olarak anlatmaya çalıştığımız koçluk, tam da burada devreye giriyor: Kendimizi daha yakından tanımak, seçimlerimizin sorumluluğunu almak ve kendi yolculuğumuzun rehberi olmak…
*
Kendi yolculuğumuzun rehberi olmak; hem bireysel farkındalığın hem de koçluk sürecinin temel taşlarını çağrıştıran önemli, içi dolu, yaşamlarımızın şifresini içinde barındıran sihirli bir cümle aslında. Bu, bizlere her şeyden önce içimizdeki sesi duymayı seçmek, dışarıdan onay ya da yön beklemeden kendi kararlarımızı bizzat kendimiz vermek, her adımda sorumluluğu elimize almak ve hayatının rotasını başkasının değil, kendi değerlerimizin ışığında çizmektir.
*
Sizlerin de bildiği gibi bir olayı anlamak veya bu olayın daha iyi anlaşılmasını sağlamak için zaman zaman metaforlara başvururuz. Hayatı bir yolculuğa benzetmemiz de bir metafordur aslında. Ancak hayat için bu metaforu kullanmamız tesadüfi değil. Çünkü tıpkı bir yolculuk gibi hayat da durağan değil, sürekli hareket halindedir. Yol boyunca ineceğimiz duraklar değişebiliyor, karşımıza çıkan manzaralar farklılaşabiliyor. Hatta bazen yönümüzü kaybettiğimiz bazen de yeni yollar keşfettiğimiz sürprizlerle dolu bir yolculuk halidir hayat. İşte bu benzetme, hayatın iniş çıkışlarını, belirsizliklerini ve dönüşüm potansiyelini anlamamıza yardımcı olur. Daha da önemlisi, kullandığımız bu metaforla yolculuğun direksiyonunda kimin olduğu, hayatımızın yönünü kimin belirlediği anlatılmaya çalışılır. Koçlukta da sıklıkla başvurduğumuz metaforlar, soyut düşünceleri somutlaştırarak kişinin iç dünyasını daha açık ve derin bir şekilde ifade etmesini sağlar. Bu nedenle bu haftaki blog yazımda kendi hayat yolculuğunuzun rehberi olmanızı sağlayacak, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız çeşitli sözcüklerden bir rehber hazırladım. Şimdi, bu sözcükleri bir koçluk perspektifiyle bir araya getirelim ve nasıl hayat yolculuğumuzun kaptanı olabileceğimizi keşfedelim!
*
KEŞFET
Bu sözcüklerden ilki; Keşfet. Kendi yolculuğunun rehberi olmanın ilk adımı keşfetmektir. Koçluk sürecimiz de keşifle başlar. Duygularını, iç dünyanı, değerlerini, arzu ve isteklerini hatta istemediklerini, korkularını, potansiyelini… Bunları keşfetmeden yaşadığın hayatın kime ait olduğunu anlaman zorlaşır. Gerçek anlamda bir keşiften söz edebilmek, içinde bulunduğun ortama değil, içe bakmayı seçmek gerektirir. Kendini tanımak da tıpkı hayat gibi bir yolculuktur ve bu yolculukta cesaretle ilk adımı atmak büyük bir keşiftir aslında. Her gün kazandığın farkındalıklar, seni, sana biraz daha yaklaştırır.
*
HİSSET
İnsanlar için duygular, tıpkı pusula gibidir. Yönünü her şaşırdığında yeniden içine dönmene hizmet eder. Dolayısıyla hissetmeden fark edemezsin. Koçluk, duygularınla temas kurmanı, onları tanımanı destekleyen önemli bir süreçtir. Bu süreçte, duygulara temas etmek ve neye ihtiyacın olduğunu anlaman için sana bir kılavuz sunar. Ancak unutulmamalıdır ki hissetmek, duyguları bastırmak değil, onları kabul etmek ve doğru tanımlayabilmektir. Bunu yapmanın yolu da o anda kendine sorular sormaktan geçer; “Ne hissediyorum?”, “Ne zamandır böyle hissediyorum?”, “Bu his bana neyi anlatmaya çalışıyor?” gibi… Bu sorulara vereceğin her cevap, seni kendine yaklaştırır. Zira görmezden geldiğin ve bastırdığın her duygu, tam anlamıyla seni geri çeker. Kendini serbest bırakman ve duygularına uzanman, hissetmeni sağlar ve hissettikçe canlılaşmanı… Çünkü hissetmek, gerçek bir yaşamın ön koşulu olarak kabul edilmektedir.
*
YAŞA
Hayat, kesinlikle ertelemeye gelmez. Öncelikle bilmemiz gereken en önemli hayat kuralıdır bu. Yaşamak da sadece nefes almakla geçiştirilecek bir şey değil; bilinçle, niyet etmekle ve en önemlisi tutkuyla ilerlemektir. Hepimizin kabul edeceği bir şey var ki, insana verilmiş en değerli şey zamandır. Zamanı, kendi tercihlerimiz doğrultusunda yaşamamak, sürekli olarak ertelemek mutsuzluğun en önemli sebeplerindendir. Bu, geç kalınmış hissine sebep olurken yaşamı bir daha toparlayamama inancına dönüşmektedir. Koçluk, burada da devreye girerek farklı ve özel bir yönünü daha gözler önüne sermektir; Koçluk seansı aldığınızda koçluğun, ‘bir gün’leri, ‘bugün’e çevirme sanatı olduğunu anlarsınız. Kendi yolculuğunun rehberi olmak, yalnızca düşünmekle değil, yaşamakla ve yaşadıklarından öğrenmekle mümkündür. Unutmamalısın ki, hayatının direksiyonuna geçmek için bir sebep arıyorsan, işte o sebep sensin! Sadece yaşa!
*
DENEYİMLE
Sizlerin de çok iyi bildiği gibi deneyim, öğrenmenin en doğal ve kalıcı yollarından biridir. Bir şeyi bilmekle onu yaşamak arasındaki farkı ancak deneyimleyerek anlarsın. Her deneyim, içsel bir dönüşüm fırsatıdır aynı zamanda. Koçluk, bu anlamda da güçlü bir dönüşüm fırsatı sunar; sadece geçmişe bakmayı değil, geçmişi tecrübe olarak ele almayı, önünüzdeki süreci daha iyi değerlendirebilmek ve geleceğe güvenle ilerleyebilmek için yeni adımlar atmayı, cesaretle farklı yollar denemeyi mümkün kılar. Denemekten korkmadan yola çıkan insanlar; hata yapmaktan değil, denememekten pişmanlık duyacaklarını bildikleri için her fırsatı yeni bir deneyim süreci olarak görüp cesaretle adım atarlar. Her yeni adım, seni biraz daha sana yaklaştırırken her deneyim ise içsel rehberini biraz daha güçlü kılacaktır. Denemekten ve deneyimlemekten asla korkmayın!
*
GÜVEN
Kendine güvenmek… İnsanın yaşam yolculuğunun olmazsa olmazlarındandır. Ancak bu kavramın da diğer pek çok kavram gibi doğru anlaşılmadığı kanısındayım. Kendine güvenmenin insanlara zor geldiğinin farkındayım ancak yaşamın belki de en dönüştürücü adımdır. Kendine güvenmek; belirsizliklere rağmen korkmadan, inançla yola devam edebilmektir aslında. Başkalarının onayını beklemeden, kimsenin onayını almak zorunda olduğunu hissetmeden seçim yapabilmek, içsel rehberine kulak vermektir kendine güven… Seanslarımızda sıklıkla karşımıza çıkan kendine güvensizlik sorunu, bireylerin adım atmalarına, hayata atılmalarına, yaşamı kucaklamalarına ve hatta hayallerini inşa etmelerine çok önemli bir engel oluşturmaktadır. Koçluk sürecinde öncelikle koçuna, sonra sürece ve en sonunda kendine güvenmeyi öğrenirsin. Çünkü içindeki kaynakların düşündüğünden çok daha güçlü olduğunu fark edersin. Bunu fark edip buna inanmaya başladığın andan itibaren ise senin için gerçek bir değişim ve dönüşüm fırsatı doğar. Bunu ıskalamak istemezsin her halde, değil mi?
*
SEÇ
Hayat, bir dizi seçimlerden ibaret… Bizi, biz yapan ise seçimlerimizdir. Seçmek, sorumluluk almaktır; kendi tercihlerinizin, kendi kararlarınızın, kendi yaşamınızın… Bu aynı zamanda insana özgüven kazandıran hayatının önemli bir aşamasıdır. Başkalarının yönlendirmesiyle değil, kendi iç sesiyle karar verebilmek insanı özgürleştirir. Bildiğiniz gibi yolculuğumuz boyunca sürekli olarak bazı tercihlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yukarıda da yazdığım gibi hayatımızda her an birtakım seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. Hayatımızın mimarı olmak ise her an karşı karşıya olduğumuz bu tercihlerden yaptığımız bilinçli seçimlerle mümkün olur.
*
Koçluk, bu konuda da sana önemli bir fırsat sunar ve seçimlerinin farkına varmanı sağlar. Aynı zamanda o seçimleri bilinçli şekilde yapmanı destekler. Bu, beraberinde neyi getirir biliyor musun? Kurban rolünden çıkıp özne olmayı… “Ne istiyorum?” sorusuna samimiyetle cevap verebilmeyi… Bunun kadar insanı rahatlatan başka ne olabilir ki? İşte, gerçek özgürlük burada başlar. Yaşamının kontrolünü eline aldığında, en anlamlı yolculuklar, sen seçtiğinde başlar. Daha neyi bekliyorsun ki? Seçimini yap ve güvenle ilerle!
*
TADINI ÇIKAR
Küçük anların çok büyük mutluluklar getirdiğini unutmamalıyız. Bir kahve eşliğinde yapılan bir sohbetin, bir gülümsemenin sıcaklığı, bir çiçeğin kokusu, sakin bir ortamda olmanın huzuru, yağmurda ıslanmanın keyfi…
*
Yolculuk kadar yolun kendisi de özeldir. Dolayısıyla yolda kalmanın verdiği hazzı başka şeyde bulmanın mümkün olmadığını bilmeliyiz. Koçluğun felsefesine baktığımızda, geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin endişelerinden kurtulup anı yaşamak olduğunu görüyoruz. Bu zamana kadar peygamberlerin, filozofların, yazarların, entelektüel birikimi olan herkesin ortak söylediği tek bir şey var; Anı yaşayın! Anı yaşamak, yaşamdan tat almanın en önemli ayağını oluşturur. Koçluk, burada da önemli bir kapı aralama imkanı sunar ve başarıyı sadece sonuçta değil; sürecin içinde de görmeni sağlar ve verdiğin her kararın tadını çıkarman konusunda seni destekler. Lütfen sen de attığın her adımın, verdiğin her emeğin tadını çıkar. Bu senin hayatın ve unutmamalısın ki bu an, bir daha gelmeyecek. Hayatı yavaşlat ve anların tadını çıkar.
*
Hayat seninle başlar dostum. Seni sen yapan şey seçimlerindir. Kendi yolunu cesaretle seç ve arkasında dur. Unutma, sen hayatının mimarısın. Koçluk, bu yolculukta yanında olabilir ama adımı atacak olan sensin. Bu yolculukta attığın her adım, seni daha da güçlü kılacaktır. Keşfetmeye devam et, hissetmekten vazgeçme, anı yaşa, deneyimleyerek öğren, güvenle ilerle, seçimlerinle kendi hikâyeni yaz ve tadını çıkar!
*
Unutma; hayat, cesur olanları sever. Şimdi, şu anda harekete geçme zamanı! Çünkü başka an yok.
*
Hazır mısın?
YAŞAM REHBERİN OLACAK 7 GÜÇLÜ ADIM
Hepimizin emin olduğu bir gerçek var ki, bu da hayatın sadece olup bitenlerden ibaret olmadığıdır. Ne var ki bu gerçeği bilmek tek başına bir şey ifade etmiyor. Asıl mesele, olup bitenleri nasıl karşıladığımız, onlarla nasıl bir ilişki kurduğumuz ve her a
İlk yorum yazan siz olun