Girişimcilik fikirlerinin hayata geçirilmesini sağlayan bütüncül bir ağın adı olan girişimcilik ekosistemi, ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel dinamiklerinden biridir. Ancak çoğu zaman uygun koşullar mevcut olmasına rağmen, girişimcilik kültürünün gelişmemesi ve bu kültürü sahaya yansıtacak insan potansiyelinin yeterince ortaya çıkmaması, en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum yalnızca bir özgüven sorunu gibi görünse de, meseleyi bireysel düzeye indirgemek yanıltıcı olacaktır.
Girişimcilik Ekosisteminin Temel Unsurları
Sağlıklı bir girişimcilik ekosistemi için öncelikle güvenli bir ortam ve ticaretle uyumlu, öngörülebilir bir hukuk sistemi gereklidir. Bu iki unsur, ekosistemin hem içsel hem de dışsal risklere karşı dayanıklılığını belirler. Bu koşullar sağlanmadığında, sermaye ve kapital sistem “maksimal kâr” beklentisini gerçekçi bulmaz ve bölgeden uzak durur.
Şırnak ve çevre illeri olan Mardin, Siirt, Hakkâri, Diyarbakır ve Batman, yoğun genç nüfus, tarımsal potansiyel ve sınıra yakın stratejik konumlarına rağmen ekonomik büyüme ve kalkınma göstergelerinde Türkiye ortalamasının gerisinde kalmaktadır. Bu durum, bölgenin sahip olduğu avantajlarla ekonomik performansı arasındaki ters orantılı bir korelasyonu açıkça göstermektedir.
Güvenlik, Ekonomi ve Girişimcilik İlişkisi
Bölgenin yaşadığı bu ters korelasyonun temelinde, uzun yıllardır süregelen güvenlik sorunları yatmaktadır. Şiddet sarmalı, ekonomik faaliyetleri ve kalkınma politikalarını ikinci plana itmiştir. Ancak bu sürecin samimi bir dönüşümle aşılması, yalnızca bölgesel değil, ulusal ölçekte de güçlü bir umut yaratma potansiyeline sahiptir.
Girişimcilik ruhunu ve ekosistemini zayıflatan en büyük etken, “sorunlar sarmalı”dır. İnsanların temel güvenlik ve yaşam kaygısı taşıdığı bir ortamda, ekonomik büyüme veya girişimcilik hedeflerinden söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle normal ve istikrarlı yaşam koşullarının sağlanması, bölgeyi bambaşka bir kalkınma evresine taşıyacaktır.
Eğitim ve Kurumsal Desteklerin Rolü
Tüm bu zorluklara rağmen, ceteris paribus bir yaklaşımla bölgede girişimcilik ekosistemi oluşturma gerekliliği ortadadır. Özellikle bölge üniversitelerinin bu alanda eğitim programları, araştırma merkezleri ve uygulamalı girişimcilik modelleri geliştirmesi, bu sürece ciddi bir ivme kazandıracaktır.
Avrupa’da büyüme ve kalkınmanın lokomotifi olan bölgesel kalkınma ajansları bu noktada önemli bir model teşkil etmektedir. Türkiye’de bu yapının örnekleri olarak Karacadağ Kalkınma Ajansı (Diyarbakır ve Şanlıurfa), Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (Van ve çevresi) ve Dicle Kalkınma Ajansı (Şırnak, Mardin, Batman, Siirt) bölgesel girişimcilik potansiyelini harekete geçirebilecek stratejik kurumlar olarak öne çıkmaktadır.
Makro Ekonomik Koşulların Etkisi
Kalkınma ajanslarının başarısı ise doğrudan makro ekonomik istikrara bağlıdır. Zira bu kurumları ayakta tutan unsurların başında siyasi irade ve sürdürülebilir ekonomik destekler gelir. Bu destekler ise ancak güçlü bir makro ekonomik zemin üzerinde anlam kazanır.
Genç Nüfus ve Dijital Fırsatlar
Bölgenin genç ve dinamik nüfusu, ekonomik üretim sürecinde stratejik bir rol oynamaktadır. Bu potansiyeli yalnızca “kaba emek gücü” olarak görmek yerine, dijital ticaret, e-girişimcilik ve teknolojik inovasyon alanlarında değerlendirmek gerekmektedir. Günümüz dünyasında dijitalleşme, bölgedeki gençler için hem ekonomik hem de kültürel bir dönüşüm fırsatı sunmaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi iyi planlanmış bir eğitim süreci, güçlü bir hukuk altyapısı, güvenli bir yaşam ortamı ve sürdürülebilir ekonomik destekle mümkündür. Bu yapı sağlandığında, Şırnak ve çevre illeri yalnızca bölgesel değil, ulusal ölçekte de kalkınma ve yenilikçilikte öncü bir konuma gelebilecektir.
Şırnak ve Çevre İller İçin Bölgesel Girişimcilik Ekosistemi
Girişimcilik fikirlerinin hayata geçirilmesini sağlayan bütüncül bir ağın adı olan girişimcilik ekosistemi, ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel dinamiklerinden biridir.
İlk yorum yazan siz olun