İnsanlar, başkalarının neler yaşadığını görüp bunları kendi durumlarıyla karşılaştırmaya başladıkları an, mutluluklarının katili olurlar. Bu katilin faili, kıyastır. Günlük hayatımızda, iş ortamında, ay sonunda aldığımız maaşta, kısacası yaşamımızın her alanında kendimizi birileriyle kıyaslayarak yaşadığımız anın celladı oluyoruz. Bu cellat, neşe kaynağımızı tüketir ve başkalarının başarılarını bizim başarısızlığımız gibi gösterir.
*
Kendimizi başkalarıyla karşılaştırırken bunun tehlikesini, karşılaştırmalarımızın çoğunun asla adil olmadığını fark ettiğimizde anlıyoruz. Çünkü her birimiz, yalnızca bize özgü özelliklere ve hayat şartlarına sahip, benzersiz insanlarız.
*
Sosyal medya, son zamanlarda başkalarıyla karşılaştırmayı teşvik eden içeriklerle doludur. Bu, aslında teknolojinin gelişmesiyle birlikte kıyaslamanın hiç olmadığı kadar kolay hâle geldiğini gösteriyor. İmaj ve görünüşe dayalı bir sosyal medya ortamında, çoğu zaman kendine bile yalan söyleyen insanların hayatlarına maruz kalıyoruz. Bunlar bazen telefonu kaydırırken karşımıza çıkıyor bazen de gerçek hayatta...
*
Hele ki son zamanlarda, kadınlar arasında “prenses doğum” olarak bilinen doğum bile kıyas listemizde yerini aldı. Bu doğumlarda, hamileler ağrıyı hafifletmenin etkili yolları olduğunu bildiklerinde kendilerini güvende hisseder. Bir kadın doğum yapmak için hastanede boş sedye beklerken, bir diğeri prenses doğum için parayı basar. İşte bu düzende, dünyaya gelecek çocukların bile kıyas yapması kadar acı bir durum olamaz.Ya da biri haram parayla gününü gün ederken, bir diğeri asgarî bir yaşamla bulduğu bir ağacın altında dinlenir. Biri hayatı boyunca varlık içinde yaşar, bir diğeri yaşamı boyunca yoklukla sınanır.
*
Hayatımızın birçok evresinde “Kariyerimde daha ileride olmalıydım”, “Keşke şuna sahip olsaydım”, “Bunu yapmalıydım” dediğimiz anlar olur. Bu düğümlerin içinden çok az kişi yara almadan kurtulur. Hatta bu tür sağlıksız karşılaştırmalar ve gerçekçi olmayan rekabet çoğu zaman bizi tehlikeye sokar. Sınırlarınızı kabul etmek ve makul hedefler belirlemek gerekir. Sadece bir hayat vardır,o da bizim hayatımız.
*
Başkalarına bakarak yaşadığımız hayat, heba edilmiş zamandır. Mukayese etmeden, kendi yolunda yürümek mutlak mutluluktur. Bizi çevremizdeki insanlardan farklı kılan şey, tüm hayat deneyimimizdir. Elbette hayallerimiz, isteklerimiz ve ortak noktalarımız olabilir ama hepsinin yürüdüğü yollar farklıdır.Kendimizi başkalarıyla karşılaştırarak kendi yolumuzu yok sayıyor ve geçmişin farklı olmasını talep ediyoruz. Bir kişinin konumunun, bir başkasınınkinden daha iyi ya da daha kötü, daha güçlü ya da daha zayıf olduğunu söyleyen dil, kendi hayatında susmaya mahkûm olur.