!Bu yazı sadece bir metin değil; yürekten yükselen bir çığlık, bir direniş ve umut ışığıdır!
Dün akşam bulunduğum şehirde bir kadın daha katledildi. Kendisini tanımıyorum ama yüzünde tanıdık bir ifade vardı. Masum, ayakları üzerinde durmaya çalışan, kocaman gülümsemesinin ardında sakladığı derin acılardı tanıdık olan. Bu coğrafyada ayakta kalabilmenin verdiği korkuydu tanıdık olan. Hani şu biz kadınların aksesuar niyetine takınmak zorunda olduğu “korku”..
Velhasıl yine bir kadın öldürüldü.
Yine bir "ama", "bir anlık öfke", "olayın aslını bilmiyoruz" bahanesi dolaşıma sokulacak.
Ama işte, olayın aslı çok net:
Bir kadın, bir erkek tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Gülizar Yıldız, bir iş yerinde çalışıyordu.
Bir mesai arkadaşı tarafından, göz göre göre bıçaklandı.
Bu sadece bir cinayet değil; bu, kadınlara karşı büyüyen ve beslenen bir niyet, bir düşmanlık.
Bu bir öfke değil.
Bu, "kadın" olduğu için yok edilmeye çalışılan bir insanın dramı.
Ve bu dram artık tanıdık bir senaryo hâline geldi.
Ne zaman bitecek bu korku dolu Dünya?
Biz kadınlar olarak hep tedirginiz artık sadece geceleri değil, gündüzleri de korkarak yaşıyoruz İş yerinde, evde, sokakta hatta asansörde… Güvende hissettiğimiz yerlerde bile tehdit altındayız.
Bir yabancıdan değil sadece; bazen en yakınımızdan, bazen dost sandığımızdan, bazen mesai arkadaşımızdan korkuyoruz. Her haber, her kurban bir başka kadının yaşam sevincini törpülüyor.
O yüzden artık çok net söylemeliyiz:
Korkunun cinsiyeti var. Ve o, kadın.
Çünkü biz kadınlar her gün biraz daha kısılarak yaşıyoruz.
Daha az gülüyor, daha az dışarı çıkıyor, ve daha az güveniyoruz.
Yaşamak yerine, "hayatta kalmaya çalışıyoruz". Bu durum; toplumun, cezasızlık kültürünün, susturulan vicdanların aynasıdır.
Masum bir kadını canice katleden birine bu cesareti kim verdi?
Cezasını almayan diğer failler mi?
Her kadın cinayetini üçüncü sayfa haberi yapan medya mı?
Kadına "kusur" yükleyen toplum mu?
Bilmiyorum.
Ama bildiğim tek şey şu:
Bu düzen böyle devam edemez.
Bugün Gülizar gitti.
Yarın kim?
Ben mi? Sen mi? Tanımadığımız başka bir kadın mı?
Bu yüzden artık kadınlar olarak susmamalıyız.
Ve sadece kadınlar değil; erkekler, kurumlar, adalet sistemi, medya, eğitim dünyası...Herkes bu şiddetin karşısında net bir tavır almalı.
Çünkü kadınlar sadece ölmekten değil, yaşamaktan da vazgeçmeye başlıyor.
Gülizar’ın adını unutmayalım.
Her Gülizar için ayağa kalkalım.
Çünkü bir kadının hayatta kalması tesadüf olmamalı.
Bir kadının ölmemesi “şans” sayılmamalı.
Bir kadın daha eksilmesin diye değil, artık hiç eksilmesinler diye mücadele etmeliyiz.
Haydi kalk ! Uyan !
Korkunun değil, yaşamın tarafında ol. Kadınlar ölmesin diye değil, özgürce yaşasın diye mücadele et!
Peki ne yapabiliriz?
Üzülmek, öfkelenmek ve yazmak çok değerli...
Ama bir adım daha atalım: Hem kendimizi hem birbirimizi koruyalım.
Bunun için her kadının telefonunda olması gereken hayati bir uygulama var:
???? KADES – Kadın Destek Uygulaması
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmiş, tamamen ücretsizdir.
Şiddet ya da tehdit anında sadece bir tuşla yardım çağırmanı sağlar.
Konumun otomatik olarak en yakın polis birimine iletilir.
Hayat kurtarır.
???? Şimdi indir:
➡️ Android için KADES
➡️ iPhone için KADES
????️ Sen indir, bir kadına daha anlat.
Çünkü bazen bir saniye, bir uygulama, bir kadın hayat değiştirir.