“Hülasa benim de kanaattim Cudi dağının bizim buradaki dağ olduğudur. Hz. Nuh bizim burada yaşamıştır.
Konu çok geniş. Başka işaretlerde vardır. Gemiye binenlere işaret eden Heştan/Heştiyan (Sekizler/Seksenler) köyü, Hz. Nuh’un bir oğlunun mezarının olduğu Céma köyü (Silopi), Cizre kalesinin gemi şeklinde olması vd. Bunlar diğer yerlerde yok. Dediğim gibi Sümer, Gılgameş destanında da Tufan kıssası geçer. Altı bin yıl önce Sümerler güney Irak’ta yaşarlardı. Bu konuda tüm dini, tarihi kitap ve vesikalardaki bilgiler bir araya getirilmeli. Ki doğru bir sonuca varılabilsin. Avrupalılar sadece Tevrat’a bakar ve bundan dolayı Ağrı dağında ısrar ederler. Kanımca yanılıyorlar. Ararat (Ağrı dağı) ve Cudi Muamma ve ihtilafını akli/rasyonel olarak çözmek için iki bilgi aktarılır:
Dedem Şeyh Seyda’nın halifelerinden meşhur alim, mutasavvıf ve şair Seyyid Ali Fınıki’nin oğlu Cizre eski müftüsü merhum Seyyid Abdurrahman Erzen’den şu güzel izahı duydum. “Gemi evet Ararat’ın üzerinde durdu ama Ararat Cudi dağıdır. Çünkü Ararat sadece Ağrı dağının adı değildir. Ağrı dağından Cudi’ye kadar kesintisiz devam eden dağ silsilesinin hepsine Ararat dağları denir ve Cudi’de bunun içindedir.” Merhum müftü bölgemizin önemli alimlerindendi. Bu şerhi makuldür. Çünkü tüm bölge Urartu/Ararat dağı demişler. Halkının yaşadığı topraklardı ve tüm dağlar onların dağları idi binlerce yıl önce. Yani bölgenin tüm dağları Urartu (Ararat) dağları idi. Onları yazılı kayda geçiren (Asurlular ve Babiller) Urartu dağı demişler. Günümüzde Toros, Zağros, Himalaya ve Hindikuş dağ silsilelerinin her biri içinde yüzlerce dağ barındırır ama genel ad birdir. Bunu destekleyen önemli bir kaynak vardır. Tevrat’ı şerh eden İbri/Musevi Rabbiler (alimler) Ararat dağını tarif ederken iki görüş yazarlar. Biri Ağrı dağı olabileceği, diğeri de Ağrı dağının güneyinde yer alan Kurtin (Kürtler) dağı ihtimalinin olduğunu da yazarlar. İn eki Sami dillerinde çoğul ekidir. Bunu da milattan beş yüz yıl önce yazılan Tevrat (Tora) tefsirlerinden naklederler. İstanbul’da ki İbrani Bereşit yayınları bu iki ciltlik Tevrat tefsirini yayınladı. Ağrı dağı merkezi Mezopotamya’dan çok uzak.
Cumhuru ulemaya göre Hz. İbrahim’in mezarı Filistin’in El-Halil (Hebron) şehrindedir. Ama burada olmadığını söyleyenlerde vardır. Makamları olanlar vardır. Belki o makam mezardır veya bir süre kaldığı bir yerdir. Allahu A’lem.
Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki Peygamberlerin mezarlarının tayını şart, vacip, sünnet gibi dini ahkamlardan değildir. Evet oraları ziyaret sevap ve manevi istifadeye sebep olur. O kıssalardan gaye ibret ve insanlığa nasihattir.
Değerli bilim insanı ve alim Şeyh Muhammed İrşad Seyda Bey efendiye; bu aydınlatıcı bilgilerinden dolayı şükranlarımızı sunuyoruz.