DÜNYAYI ETKİLEYEN İKİ ÖNEMLİ ALİM: BEDİÜZZAMAN VE MEVLANA HALİD

Kürt Medrese ve Dergahlarından son iki asırda tüm dünyayı etkileyen iki önemli alim yetişmiştir. Yetiştikleri mekanlar şarkın en heybetli dağ ve vadileri ile meşhur coğrafyalardır.

Kürt Medrese ve Dergahlarından son iki asırda tüm dünyayı etkileyen iki önemli alim yetişmiştir. Yetiştikleri mekanlar şarkın en heybetli dağ ve vadileri ile meşhur coğrafyalardır. Bu Kutuplardan biri Norşin ve Gayda (Bitlis), diğeri Süleymaniye ve Erbil’in ilim havzalarında okumuş, yetişmiş, ilmi kariyerlerinin zirvesini bu şark coğrafyasındaki medrese ve tekkelerde tamamlamışlardır. Okudukları o engin ilmin icazetini onları o medreselerde yetiştiren müderrislerinin ellerinden almışlardır. Aldıkları o ilmin hakkını vermek için ömürlerinin sonuna kadar yaşadıkları bölgelerdeki ve dünyadaki insanlara tebliğ görevi ile kendilerini vazifeli görmüşlerdir. Şarkta tarihsel bir miras olan bu medrese ve tekkeler o zamanlarda adeta zirve terrakiyatında idiler. Maalesef daha sonra zamanın sistemi o güzide kurumlara ağır zararlar verdi.

Dünyada robotu ilk defa icat eden Ebul İz İsmail (1136-1206)’in Cizre medreselerinden çıkması tesadüfi değildir. Kitabı beş yüz yıl önce Latinceye çevrilmiş. Batıda bila şüphe meşhur bilim insanı. Mikelanj ondan ilham almış. Mikelanj aynı zamanda Avrupa’da toplumsal, siyasal, ekonomik değişimlere yol açan ve yüzyıllarca süren Rönesansın öncülerindendir.

Bu iki deha: Bediüzzaman’nın ve Mevlana Halid’in etkileri hem Türkiye’de hem İslam dünyası çapında, hem de küresel bazda devam etmektedir.

Kitapları onlarca dile çevrilmiş, hizmet kolları ve etkileri doğuda ve batıda gayri müslim olan ülkelerde dahi sessizce ve dikkatlice devam etmektedir. Olumsuzluklar ve cahil istismarcılar onların hizmetlerini asla durduramaz. Temel sağlam ve kendini risklere karşı savunacak kapasitede.

Ulema ve Meşayihin genelde İslam Alemi içinde etkileri olmuşlardır. Ama bu iki önemli şahsiyet artık küresel çapta tanınmakta ve tesirleri hem bilim çevreleri, hem de halklar arasında gözlenmektedir.

Bediüzzaman, bir asra yakın uzun ve bereketli bir hayat yaşamıştır. Bu asır, sadece Türk tarihinde değil, insanlık tarihinde de en büyük inkılapların cereyan ettiği bir devirdir. Bu esnada yaşayan nice insanlar fikri zikzaklar geçirip düşünce değişiklikleri ortaya koymuştur. Bediüzzaman’da dikkat çeken husus, onun ilk söyledikleri ve yazdıkları ile son söyledikleri ve yazdıkları arasında bir farklılığa rastlanmamasıdır.

İlmi ve fikri olgunluğa çok erken yaşta ulaşması ve Bitlis’te ki hocalarından Şeyh Emin’in henüz büluğa ermemiş bir çocuk olan Said’e “kisve-i ilmiye” giydirmesi, Bediüzzaman’ın dikkatleri çeken istisnai hadiselerden birisidir. Yani anlaşılıyor ki Bediüzzaman, daha işin başında, hayatı boyu mücadelesini yapacağı temel fikirleri sistematize etmiştir. Ele aldığı üç düşman meselesi adeta nokta-i merkeziyesini, kalbini teşkil etmektedir. Bediüzzaman’nın üç düşmanı “ cehalet, zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana Eski Said döneminde ki yazıların hemen hepsinde olmak üzere, bütün yazılarında rastlamak mümkündür. Bu üç temaya değişik vesilelerle çok farklı üsluplarla yer vermiştir. Birinde şöyle der: “Her bir mümin İ’la-yı Kelimetullahla mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi maddeten terakki etmektir. Zira ecnebiler, fünun ve sanayi silahıyla bizi istibdad-i manevileri altında eziyorlar. Biz de fen ve san’at silahıyla İ’la-yı kelimetullahın en müthiş düşmanı olan cehil ve fakr ve ihtilaf-ı efkara cihad edeceğiz.”

KAYNAK: M. İrşad SEYDA

Divan-ı Harb-i Örfi, s. 57 (Bu ibare Mart 1909 tarihli 70 numaralı Dini Ceride’de çıkan yazısından alınmıştır.)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazar Yazıları Haberleri