Sendika, “Gerçek bir toplu sözleşme için üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz!” sloganıyla hükümetin tutumunu protesto etti. Eylem, Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi önünde düzenlenen basın açıklamasıyla duyuruldu. SES Şırnak Şubesi, bu eylemle taleplerinin karşılanması yönünde bir baskı oluşturmayı hedefliyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şırnak Şube Başkanlığının düzenlediği Şırnak Tabip Odası ve Eğitim-Sen Şırnak Şube Başkanlığının da destek verdiği basın açıklamasında Cizre SES Eş Temsilcisi Muhlise Bil, alanda bulunan sendika üyeleri ve sağlıkçılar adına konuşarak seslerini duyurmaya çalıştı.
Bu ülkenin kamu emekçileri olarak sadece bizlerin hakları değil, tüm vatandaşların nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir bir kamu hizmeti alma hakkı yıllardır yok sayıldığını iddia eden Cizre SES Eş Temsilcisi Muhlise Bil, Kamusal hizmetlerde, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı. Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye tüm kamu hizmetleri özel sektöre devredildi, paralı hale getirildi. Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi. Bunun bedelini de söndürül(e)meyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz.” dedi.
Cizre SES Eş Temsilcisi Muhlise Bil, “Asim Sen, BASK, Çalışan Sen, DMK, Hak Sen, KESK, Yurt Sen olarak; bugün sadece kendimiz için değil, nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir kamu hizmeti hakkı yok sayılan başta dar gelirliler olmak üzere bu ülkenin tüm insanları, tüm yurttaşlar için, G(Ö)REVDEYİZ! İŞYERLERİNDE, ALANLARDA OMUZ OMUZAYIZ! Bugün Türkiye’nin dört bir yanında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bugün hizmet üretmiyoruz. Sokaklardayız, alanlardayız.
Başta kamu emekçileri ve emekliler olmak üzere tüm kamuoyu 4 milyon kamu emekçisini 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecini yakından takip ettiklerine vurgu yaparak konuşmasına devam eden Bil, Ne yazık ki yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor, süreç bir kez daha oldubittiye getirilmek isteniyor. Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen son teklifiyle kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir. Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri yarın bitecek. Yarın mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadıklarını söyledi.
Bil,”bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yok, çünkü aslında Ortada Bir Toplu Sözleşme Teklifi Yoktur. Teklif Yerine; 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluk ile 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefalet ile tehdit vardır. Vergi, harç ve cezaları %44 arttırdılar. Gelir Vergisinden, ÖTV’ye KDV’ye tüm vergileri ortalama %70 arttırdılar. Sermayeye, patronlara teşvik üstüne teşvik vermeye, vergilerini affetmeye, faizden beslenen bir avuç asalak takımına dünyanın en yüksek faizini ödemeye devam ediyorlar. Tüm vergi yükünü bizlerin, halkın sırtına yıkıyorlar. Ama sıra bizim maaşlarımıza gelince her seferinde önümüze TÜİK’in sahte rakamlarını, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarını koyuyorlar.
Buradan masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır.
Artık yeter. Bu sefer hiç kimse uyuşmazlıkta topu iktidarın noterliğini yapmanın ötesine geçmeyen Hakem Kuruluna atmaya kalkmasın. Geldiğimiz nokta ortadadır. Hükümet 4 milyon kamu emekçisine, 2,5 milyon emekliye, aileleri ile birlikte 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir. Bu teklife karşı yapılacak olan şey birkaç puanlık maaş artışını esas alan Müzakere Değil, Mücadeledir.
Bugün bunun ilk adımını atıyoruz. Bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine itirazımızı yükseltiyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz.
İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam- Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için omuz omuza vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.