Medicana International İzmir Hastanesi’nde meme kanseri teşhisi konulan Akkaya, erken tanı sayesinde tedavi edilerek sağlığına kavuştu.
Dünya genelinde her yıl ekim ayında düzenlenen farkındalık kampanyalarıyla, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserine karşı dikkat çekiliyor. Bu yıl da meme kanserini Şanslı adlı kedisi sayesinde fark eden ve sağlığına kavuşan 51 yaşındaki Cavidan Akkaya, hikayesiyle farkındalığa katkı sağladı. İzmir’de yaşayan Cavidan Akkaya, emekli olup rahat bir nefes almayı planladığı dönemde meme kanseri gerçeği ile karşı karşıya kaldı. İlk olarak kedisi Şanlı’daki kitleyi fark eden Cavidan Akkaya, kendisini de elle muayene etme ihtiyacı hissetti ve o an bir kitleyle karşılaştı. Kitlenin kanser olup olmadığını öğrenmek için Medicana International İzmir Hastanesi’ne gelen Cavidan Akkaya, yapılan tetkikler sonucunda meme kanseri teşhisi aldı. Gelinen noktada sağlığına kavuşan Cavidan Akkaya, başından geçenleri anlatarak hemcinslerine, mamografi ve elle muayeneyi aksatmamaları uyarısında bulundu.
Emekliliğin tadını çıkarma planları yaparken meme kanseri teşhisi aldığını söyleyen Cavidan Akkaya, "Kedim Şanlı’yı severken karnında bir sertlik fark ettim. Bir hafta kadar sonra kendime yaptığım elle muayene sırasında göğsümde bir sertlik hissettim. Eşime, ‘Göğsümde bir şişlik var’ dedim. Menopozdan kaynaklı bir süt bezesi olduğunu düşündüm. Şanslı’dan sonra bende de olması beni biraz düşündürdü. Buna karşılık göğsümdeki kitleyi elle muayenelerle bir süre takip ettim" diye konuştu. Göğsündeki kitleden çevresindekilere bahseden Cavidan Akkaya, dizinden BT (Bilgisayarlı Tomografi) çekimi yaptırmak için geldiği Medicana International İzmir Hastanesi’nde çalışan arkadaşının ısrarıyla doktor muayenesi oldu ve yapılan tetkiklerin ardından meme kanseri teşhisi aldı.
Kanseri ikinci evresindeyken fark edebildiklerini belirten Akkaya, sözlerine şöyle devam etti: "Prof. Dr. Varlık Erol, mememdeki tümörü aldı. Sonrasında bir ay kadar iyileşme sürem oldu ve Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Murat Keser’in gözetiminde koruyucu kemoterapi almaya başladım. Tedavinin ardından sağlığıma kavuşacağıma inanıyorum. İşi şansa bırakmamak gerekiyor. Farkındalık önemli ama tedbiri de elden bırakmamak gerekiyor. Rutin olarak her kadın yılda bir kez kontrollerini yaptırmalı. Stressiz yaşamak çok mümkün olmayabilir. Ama en azından kendinizi kontrol ettirerek tedbiri elde tutabilirsiniz."
"Kedisinde görmesi gerçekten şansı olmuş"
Meme kanseri vakalarının çoğunda hastalık evresinin ilerlemesi sonucunda teşhis konulabildiğini aktaran Medicana International İzmir Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü Uzmanı Uzm. Dr. Murat Keser, "Kendisi fark edip gelen çok az hasta var. Çoğu hasta bambaşka şikayetler üzerine hekime başvurduğunda teşhis alabiliyor. Kanser tanısında yaşanılan gecikmeler nedeniyle tedavi seçenekleri daha da ağırlaşabiliyor, metastaz riski artıyor ve dolayısıyla hekimlerin de işi zorlaşıyor. Cavidan Hanım’ın şansı, kedisiyle birlikte yaşaması ve kedisinde rastladığı kitlenin kendisini uyarmasıydı. Cavidan Hanım kedisinde görmeseydi belki de kontrole hiç gelmeyecekti. Hastadan tümör alındıktan sonra birtakım testler yapılarak kemoterapi sürecine karar verildi. Cavidan Hanım erken evre bir hasta olduğu için kemoterapi dozu daha az oldu. Yaklaşık 4 kürlük bir kemoterapi seansıyla tedaviyi tamamlamayı umuyoruz" şeklinde konuştu.
Bazı hastalarda kemoterapi sürecinin ardından ışın tedavisi uygulanabildiğini ya da hormon ilacı verilebildiğini hatırlatan Uzm. Dr. Murat Keser, "Bu tedavilerdeki temel amaç hastayı kansere karşı korumak. Ameliyat sonrası koruyucu bir tedavi olarak düşünülebilir. Bu tedavi süreçleri teşhis geç konulduğunda daha da uzayabiliyor, metastaz gelişebiliyor, kanser cerrahisinde işlem yapılan alan büyüyebiliyor. Tanı için geç kalındığında hastalar, hem cerrahi hem de tedavi şekillerinde ciddi zorluklarla karşılaşabiliyor, hatta kimi zaman gelişen metastazlar sebebiyle operasyon şansını yitirebiliyorlar" sözlerini kaydetti.