Anoreksiya Nervoza Tehlikesine Dikkat: Sosyal Medya ve Akran Baskısı Tetikleyici Olabilir

Anoreksiya Nervoza Tehlikesine Dikkat: Sosyal Medya ve Akran Baskısı Tetikleyici Olabilir
Psikolog İrem Naz Kırım, ergenlik çağındaki gençlerde görülen anoreksiya nervozanın sosyal medya ve akran baskısıyla tetiklenebileceğini belirtti.

Kırım, bu yeme bozukluğunun yalnızca kilo verme çabası olmadığını, bireyin içsel çatışmalarının bir yansıması olduğunu vurguladı.

Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü'nden Psikolog İrem Naz Kırım, özellikle ergenlik döneminde artış gösteren anoreksiya nervoza hakkında önemli uyarılarda bulundu.

Anoreksiya: Derin Psikolojik Nedenlerin Yansıması

Anoreksiya nervozanın sadece bir kilo problemi olmadığını, kökeninde çok daha derin psikolojik nedenlerin yattığını belirten Kırım, bu hastalığın genellikle mükemmeliyetçi, kaygılı ve duygularını ifade etmekte zorlanan bireylerde görüldüğünü ifade etti. Kırım, "Kişi ne kadar zayıflarsa, kontrolü elinde tuttuğunu hisseder. Bu bir başarı gibi görülür. Ancak zamanla bedenin alarm vermesi bile bu algıyı değiştirmez" diye konuştu.

Fiziksel Belirtilere Dikkat!

Psikolog Kırım, anoreksiya nervozanın fiziksel belirtileri arasında hızlı kilo kaybı, adet düzensizlikleri, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve tansiyon düşüklüğü bulunduğunu belirtti. Kırım, bu belirtilerin ortaya çıktığında hastalığın genellikle ilerlemiş olduğunu ve erken farkındalığın tedavi sürecinde kritik önem taşıdığını vurguladı.

Ailelere Önemli Uyarı: Kilo Üzerinden Eleştirmeyin

Özellikle ergenlik çağındaki gençlerde sosyal medya ve akran baskısının yeme davranışları üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çeken Kırım, ailelere seslendi: "Aileler çocuklarının yeme alışkanlıklarını, beden algısı hakkındaki söylemlerini ve sosyal çevresini dikkatle gözlemlemeli. Zayıflık övülmemeli, kilo üzerinden eleştiri yapılmamalıdır."

Tedavi Mümkün: Multidisipliner Yaklaşım Şart

Psikolog Kırım, anoreksiyanın psikolojik destekle tedavi edilebileceğini vurgulayarak, "Multidisipliner bir yaklaşımla psikolog, psikiyatrist, diyetisyen ve gerektiğinde iç hastalıkları (dahiliye) uzmanının birlikte çalışması gerekir. En önemlisi ise kişinin yalnız olmadığını hissetmesidir" ifadeleriyle tedavi sürecindeki iş birliğinin önemine işaret etti.

Kaynak:İhlas Haber Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.