24 Nisan 2024

ŞIRNAK HABER

Haktan Yana Halkın Yanında

SÜREKLİLİKTEKİ İSTİKRAR

SÜREKLİLİKTEKİ İSTİKRAR
“Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.” özlü sözü süreklilikteki istikrara vurgu yapar. Büyük gücün değil ısrarın, zamana yayılan mücadelenin altını çizer bu özlü söz. Zaten genel bir değerlendirme yönü ile incelendiğinde maddenin özüne oldukça uyan bu modelin dünyanın kuruluş mentalitesinin de bir yansıması olduğunu söylemek mümkün.
Hiç bir olgu, madde ve olay öncesi, hazırlık süreci, oluşuma başlangıç olacak nedensellik ilkesi olmadığı sürece fiziksel bir sonuca ulaşamayacağı su götürmez bir gerçek. Dolayısıyla “istikrar ve süreklilik” kavramının aslında dünyanın oluşum özünde olduğu da buradan da anlaşılabilecektir..
Çocuk psikiyatristlerinin mesleki açıdan en büyük başarılarının bir kriterinin de “anne ve babalara çocuklara sabırlı olacak bir yetenek sağlama çalışmalarındaki” gayretleridir. Çocuğa sabırlı olmayı aşılayacak çabanın sonuç itibariyle ne aşamada olduğunun ortaya çıkmasıyla psikiyatristin başarısının da doğal olarak ne aşamada olduğuna karar veriyoruz.
Sabırlı çocuk geleceğe ve gelecek risklerine daha hazırlıklı olur. Günlük ve sosyal yaşamdaki başarısı daha net olur. Çünkü olaylara “fevri” bir yaklaşımdan çok daha analitik, olayları kavramaya çalışan bir modelle yaklaşmaya çalışır. Sabırlı olmayan çocuk daha çok hata yapar, olayları kavramaya çalışmaz ve bulunduğu alanda sonuca ulaşmaz. Sabırlı çocuk risklere karşı hazırlıklı olur, olaylara daha hakim olur. Dikkati dağılmaz, yaşadığı çevreyi anlamaya çalışan bir yaklaşımla bir duruş sergilemeye çalışır. Neden bunları anlattık ? Çünkü küçücük bir çocukta bile sabır ve süreklilik olmadığı zaman başarılı bir çocukluk dönemi ve gelişimi sağlanamayacağı araştırmalar ile ortaya çıkmış bir olgu.
İşte birçok yansıması olan istikrar ve süreklilik kavramı Batı Roma imparatorluğu dönemine bakıldığından çerçeve daha iyi anlaşılacaktır. Son derece imkansızlıkların yaşandığı antik çağ sonrası tarihte Akdeniz bölgesinin dört bir çevresini sarmış bir uygarlığı görebiliyoruz. Aklı çok yerinde yöntemler ile kullanan bu muhteşem uygarlık özellikle mimarisi ile akdeniz havzasına inşa ettiği antik tiyatrolar, taş yollar, tapınaklar, hamamlar, agora ve senato binaları ederler günümüzde bile ayakta kalmayı başarmıştır. İşte tüm bunların tamamiyle süreklilik düşüncesinin bir yansıması olmadığını kim iddia edebilir ki..
Geçmişten günümüze bir bakış açısıyla olaya yaklaştığımızda o halde tarihin, insanlık yürüyüşünün devam ettiği apaçık ortada. Kentlerimizi de bu düşünce ile her gün, her yıl bir tuğla modeli ile daha ileriye ve medeniyete götürecek modeller ortaya koymak gerekiyor. Gelişme ve medeniyetin özünün aslında sözde somut bir hal de aldığı net bir şekilde görülebilmektedir.
O halde su damlalarının bitmeyen sabrı ile tüm taşları delen bir felsefe topluma ve biz insanlara güzel bir gelecek getireceğini söyleyerek noktalayalım.
Mesut Balta

Bir yanıt yazın

Copyright © 2005 Şırnak Haber, Her hakkı saklıdır. | Newsphere by AF themes.