’SADECE KADINLAR(IMIZ)A…!“
Ve Yüreği paramparça Şehri Silopi’de bir caddede kahpe bir kurşunla can veren, ve günlerce kaldığı yerden öylece Bize bakıp , sizleri asla affetmeyeceğim diyen Annem-iz TEYBET ANA…!
İşid Canilerinin Elinde bir kafeste 10-TL’ye satılan Sizlerin Namusu Ezidi Bir Kürt Kızıyım, Laleştir Adım…!
**
Ben, dokununca eline abdesti bozulan bir mezhep mağduruyum, ben cinsiyet ayrımının recm edilen insanlık utancıyım, ben sizi doğuran ama ne tezat miraslarınıza caiz olmayan harami, ben yatağınızdaki bilmem kaçıncı eşiniz, telefonlarınızda kriptolu (şifreli)sevgiliniz, sokakta 1 metre akanızdan yürüyeniniz, egonuzun şiddeti, törenizin namus cinayeti…
**
Ben, Roboski’de Şıwan Encü’nün olmayacak sevgilisi, Şırnak’ta Diren Basan’ın Ninesi, ansızın bir gece yarısı askerlerce sonsuzluklara götürülen Kerewan’ın eşi, Ebubekir Deniz’in kız kardeşi, Serdar Tanış’ın halası, Gaffar Okan’ın kızıyım..
Ben 15 Temmuz’da kahpe bir darbede tankların önüne atılıp can veren insanların gözü yaşlı anneleri….
**
Ben Çhe-guvareyi, Ahmet Kayayı, Nazım’ı Ahmet Arif’i, Mehmet Akif Ersoy’yu, Kısakürek’i, Can Yüceli, Pablo Neruda’yı, Ehmedi Xane-yi, Aragon’u, William Shakespeare,i Mevlana’yı, Yunus’u,Şirazi’yi, Nesimi’yi, Bektaşi’yi, Tabtuk emreyi, Musa Anter’i, Vedat Aydın’ı, Malkom X’i, Ali Şeiati’yi, Mele Mustafa Barzaniyi, Martin Luter’i, Mandellay’ı, Spartacüs’ü, Meley’i Cezereyi, Seyyit Kutub’u, Sokrates’i, Aristo’yu,İbni -Arabi’yi, Rusteme Zalı, İbn-i Haldun’u, Köroğulu’nu, Enkideoyu, Tolstuyu, Rilke’yi, Kafka’yı, Pablo Nerodayı, Davinci’yi, Dante’yi, Descartes’i, Diojen’i, Selahaddin’i Eyyubiyi, Eflatunu, Nurs-lu Üstad Kürt Saidi, İskilipli atıf’ı, Feke’-e Teyranı, Puşkin’i, Ehmed-e Xane’yi, , Şeyh Seidi, Seyyit Rıza’yı, Celalet Bedirxanı, Epiktetus’u, Feke Teyranı, İbn-i Sinayı, Cerezeli İsmail EbulİZ’İ, makedonyalı İskender’i, dost abidesi,Ebubekiri, yiğit bilge Ali’yi, mazlumiyetin yüreği Hüseyin’i, kainatın güneşi Hz..Muhammed’i, Firavunları denize boğan Musa’yı, Putları deviren İbrahimleri ve şairi doğuran ANAYIM ANA…!
**
Ben haykıra haykıra oğlum deyipte son nefesine kadar bir umut diyen Berfu ana..
Ben İsa yerine yüreği çarmıha gerilen Meryem’im, Ben Hazal’ı, doğuran Cıwan’ın anasıyım…
Ben Fatimayım, Ayşeyim, Zeynebim, Beriwanım, Margaritayım, Delilayım, Oksanayım,
Ben Kürdistan’da Monaliza, Floransa da Edule-yim, Paris’te Şirin, Amed’te Elenayım, Arabistan’da Joulyet, Londra’da Leyla’yım, Kabil’de ateş, Peştu töresinde azap, Moskova da Femenim.. İstanbul’da Rahibe Teresa, Sanpetersburgta Kiev’de Nene Hatun’um.
**
Ben, ortaçağ da yakılan bir cadı, hala Mezopotamya da bir berdelim, ben 30 yıldır eşinin olmayan kemiklerinin özlemi ile bin öldüğüm bir cumartesi annesi, ben bir Ukrayna, ben bir Rus, ben bir Özbek kız çocuğuyum, Annemi özlüyorum sokaklarında Ankara’nın, Bangok’un, İstanbul’un, Lefkoşa’nın, Dubai’nin…!
Meze olur, Satılır tenim, kirlenir yüzü kahpe tarihin…!
Ve sen, annem, kız kardeşim, sevgili-lim, ninem, yol-daşım, sırdaşım, can arkadaşım, teyze, hala, ablam, yüreğim, dostum aşk-ınlığım öte yüzüm, mazlumiyetim, mahsumiyetim, öte düşüm, her parçam, en parçam, kıymetlim, Cenneti ayaklarına alan ruhu bakire Kibelem, İştar’ım, içimde büyüttüğüm sevgili-m, önce insan sonra KADIN…!
Kutlu olsun günün, daim olsun gül gülüşlerin….!
Dündar Sansur