16 Aralık 2024

ŞIRNAK HABER

Haktan Yana Halkın Yanında

Ramazan-ı Şerif’e Hazır mıyız?

Ramazan-ı Şerif’e Hazır mıyız?

Ya Allah, ya Rahman, ya Rahim.

Mübarek Ramazan-ı Şerif’in yaklaştığı bu günlerde bizi Rabbimize yaklaştıracak, hem kendimiz hem de tüm insanlar için hayırlı olacak bazı bilgileri vermekte yarar vardır.

Değerli din kardeşlerim,

Bu yazımızda size Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ışığında önemli mevzulardan bahsetmeye çalışacağım. Yazımızın hem okunup aynı zamanda başkalarının da faydalanması açısından paylaşılması inşallah sevaba vesile olacaktır.

Ramazan-ı Şerif rahmet, bereket, adalet ve şefkat ayıdır.

Bakara suresinin 183. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a (C.C.) karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” Ramazan ayı, gündüzleri oruç tutularak, gecenin bir kısmında Kur’an-ı Kerim okuyup dua ederek ve teheccüd namazı kılarak geçirilmelidir. Dua ederken hem kendine hem de din kardeşlerine de duada bulunulmalıdır. Oruç, yalnız gıda tüketmemekle yapılan bir ibadet değil, kişinin gıybet, haset, yalan gibi kötü duygulardan, kötü söz ve davranışlardan da kendini muhafaza etmesi gereken bir ibadettir.

Kur’an-ı Kerim’in Tin suresinin 4. ayetinde: “Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık” buyurulmaktadır. Zariyat suresinin 56. ayetinde: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım”. Hucurat suresinin 10. ayetinde: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz” Buyurulmaktadır. Allah Teala’nın (C.C.) bu ayetlerinden de anlaşılacağı üzere insanlar güzel bir biçimde, Allah’a (C.C.) kulluk etmeleri için yaratılmış olup, insanların birbirilerine kardeşçe davranmaları beklenmektedir.

Bir Hadis-i Şerif’te Hz. Muhammed (S.A.V.) Müslüman olan kimsenin elinden ve dilinden zarar görülmeyen kimse olduğunu belirtmiştir. Şu halde birbirimizi sevelim, birbirimize zarar vermeyelim, merhamet edelim. Hz. Muhammed (S.A.V.) başka bir hadisinde “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurmuştur. Bir başka hadiste ise “Yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin” buyurulmuştur.

Allah (C.C.) yerleri, gökleri, dağları, denizleri hak ile yaratmış ve insanların menfaat görmesi için lütuf ve merhamette bulunmuştur. İnsanları ise kendisine kulluk ve ibadet etmeleri için yaratmıştır.

Ramazan-ı Şerif’te bize düşen görev; birbirimize merhamet eli uzatmak, elimizden geldiğince yardıma muhtaç olanlara gıda, giyecek ve para yardımında bulunmaktır. Unutmayalım ki,bazı yardıma muhtaç insanlar var ki iftar yapmak için bile yeterli imkanı bulamayabilir.

İftar sofrasına zengin-fakir fark etmeksizin misafir davet etmek gerekir, ancak sofrada mutlaka fukara bulunmalıdır. Sofranın en kötüsü zenginlerin olduğu, buna karşın yoksulun olmadığı sofradır.

Kur’an-ı Kerim’in Zariyat suresinin 19. ayetinde “Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı” ve Mearic suresinin 24-25 ayetlerinde “Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir” buyurulmaktadır. Yani aslında bizim yapacağımız yardım, fukaranın kendi hakkıdır.

Bir Hadis-i Şerif’te şöyle rivayet edilmiştir:

“Asi ve günahkâr bir insan bir kuyu başına su içmek için geldiğinde, bir köpreğin kuyunun nemli duvarlarını yalayarak susuzluğunu gidermeye çalıştığını görür. Bunun üzerine bu kişi ayağındaki ayakkabısını suyla doldurarak köpeğin önüne koyar. Allah (C.C.) da bu günahkârı bunun üzerine affeder.” denilerek hayvanlara da merhamet edilmesi gerektiği açıkça vurgulanmıştır.

Hz. Muhammed (S.A.V.) oruçlu bir kişinin iftara davet edildiğinde, bu oruçlu kişinin sevabı kadar sevabın kendisine iftar verene yazıldığı, oruçlu kişinin sevabından da azalma olmayacağı belirtilmiştir. Benzer şekilde Hz. Muhammed (S.A.V.) ‘sadaka vermek malda eksiklik yapmaz’ buyurmuştur.

Bir Hadiste Allah’ın (C.C.) “Ey Ademoğlu! İnfak et ki ben de sana infak edeyim” buyurduğu ifade edilmiştir. Başka bir hadiste “Bir kişi birini giydirirse, Allah (C.C.) da o kişiyi cennette ipekten elbise ile giydirir. Eğer bir kişi aç birinin karnını doyurursa, Allah (C.C.) da bu kişiye Cennet meyveleri verir. Eğer bir kişi susuz birinin susuzluğunu giderirse, Allah (C.C.) da o kişiye Cennet suyu içtirir” buyurulmuştur.

Sevgili din kardeşlerim,

Yukarıda geçen ayetler ve hadislerden anlaşılacağı üzere birbirimize yardım etmek, merhamet etmek, birbirimizi sevmek dinin gereğidir.

Kendimizi belalardan, afetlerden, kötü olaylardan korumak için şu üç hususa dikkat etmemiz lazım:

  1. Tövbe etmek
  2. Dua etmek
  3. Sadaka vermek

Eğer günahlarımızdan tövbe edersek, inşallah Allah (C.C.) bizi muhafaza eder. Zümer suresi 53. ayette “De ki: Ey günah işleyerek kendilerine yazık eden kul¬la¬rım! Al¬lah’ın rah¬me¬tin¬den ümidinizi kes¬me¬yi¬n! Çünkü Al¬lah, bü¬tün gü¬nah¬la¬rı bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” buyurulmaktadır.

Peki dua ne zaman edilmeli? Dua her zaman edilebilir, fakat Hz. Muhammed’in (S.A.V.) bize aktardığı üzere bazı hususlarda edilen dua daha makbuldür. Farz namazlardan sonra, namaz ve ezan arasında, gecenin 3’te 2’si geçtikten sonraki zamanda edilen dualar makbuldür.

Bir başka hadiste “Bolluktayken Allah’ı (C.C.) tanıyın ki, darlığa düştüğünüzde Allah (C.C.) da sizi tanısın” buyurulmuştur.

Dua sadece sıkıntıya düşüldüğünde yapılmaz. Ya da sıkıntıdayken dua edip, sıkıntıdan kurtulunca Allah (C.C.) unutulmaz. Lokman suresi 32. ayette Allah (C.C.) şöyle buyurmuştur: “Onları koca dalgalar sardığında, dini sadece ALLAH’a has kılarak O’na yalvarmaya başlarlar. Onları karaya çıkarıp kurtardığımız zaman bir kısmı orta bir yol tutar. Hain nankörlerden başkası ayetlerimizi reddetmez.”

Haşr suresi 19. ayette Rabbimiz “ALLAH’ı unuttukları için O’nun da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkmışlardır.” Şeklinde bizi uyarmış, Bakara suresi 152. ayette ise “Beni hatırlayın ki ben de sizi hatırlayayım. Bana teşekkür edin; nankörlük etmeyin.” buyurarak bizlere yol göstermiştir.

Sadaka hayatta olanlara, hastalara ve hayatta olmayanlara iyi gelir. Sadaka insanı bela ve afetlerden korur. Hz. Muhammed (S.A.V.) “Kendinizi koruyun, velev ki bir hurma yarısı ile olsun, o da yoksa iyi bir sözle kendinizi koruyun.” buyurmuştur.

Değerli din kardeşlerim,

Bu dünyada hepimiz geçiciyiz. Bizim malımızda sadece yediğimiz-içtiğimiz bizimdir, geri kalanı emanettir. Öldüğümüzde malımızdan sadece kefenimizle gömüleceğimizi, bazen bu kefeni bile başka birinin verebileceğini unutmayalım.

Depremzedeleri görüyorsunuz. Onlar da mal, ev, çoluk-çocuk sahibiydi. Bir dakika içerisinde her şeyi kaybettiler. Bunda Allah (C.C.) tarafından büyük bir hikmet ve bizler için ibretler vardır. Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi 155-156-157. ayetlerinde “Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak suretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman: “Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve biz ancak O’na dönüyoruz” derler. İşte bunlar, Rablerinin bol mağfiret ve rahmetine ulaşanlardır. Doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.” buyurulmaktadır.

Depremde hayatını kaybedenlerin şehadet mertebesinin sevabını kazandıklarına inanmaktayız. Allah (C.C.) Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi 154. ayetinde “Allah yolunda öldürülenlere ‘Ölüler’ demeyin, zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz” buyurmuştur. Bu depremde vefat edenler de şehit sevabı kazanmıştır inşallah. Hayatta kalanlar ise sabır ettikçe Bakara suresi 155-156-157. ayetlerine göre cennetle müjdelenmiştir. Depremzedelerin yanında bulunanlar, elinden geldiğince her türlü yardımı yapanlar da inşallah Allah’ın (C.C.) azabından korunacaklardır. Depremde vefat edenlere Allah (C.C.) rahmet eylesin, yaralananlara Allah (C.C.) şifa versin, diğerlerine de Allah (C.C.) sabır ve kolaylıklar versin.

Değerli din kardeşlerim,

Tövbe, dua edilirse ve sadaka verilirse Allah (C.C.) afetlerden, belalardan korur. Allah (C.C.) cümlemizi afv ve mağfiret etsin, cümlemizi afet ve belalardan korusun.

Esselâmu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu

Mehmet ECE

Hz. Nuh (A.S.) Cami İmam Hatibi (Emekli)

Bir yanıt yazın

Copyright © 2005 Şırnak Haber, Her hakkı saklıdır. | Newsphere by AF themes.