“ONLARIN ANISINA…!”
“ONLARIN ANISINA…!”
Üryan ve nahif bedenlere kırbaç;
Her vuruşta işmarı kalır…
Yasaklanan bir aşkın özlemi
Tadına varılmaz bu acıların,
Kavuşmak yakınsa adam gibi
Gülüş olur suratına tükürülen sus-tarihin
Suçsa vebal, kabulümdür bu aşk
ötesi yok çünkü söz geçmez
firari bir yürektir bu sevda
Çekmekse, çekilsin zindan
Vurulmaksa, vurulsun zincir
Bilenecekse, bilensin bıçaklar
Kazılacaksa, kazılsın mezarlar
Yine girerim;
Ne yazar…
*
Sıkılacaksa,sıkılsın tenime kurşun
Akacaksa,aksın damarımdan kan
Kurulacaksa,kurulsun sehpalar
Ağlamaksa,ağlasın şiir
Kırılacaksa,kırılsın kalem
Adam gibi ölünecekse ölsün bu beden
Örtülmesin hiçbir acının üstü
Boy verecekse bu can…
Giydirilir yeni aşklara yasaksız türküler
Ölümsüz Ozanlar ne güne durur.
Ölümse ölüm,zindansa zindan,
Ve çekilsin tetikleri bütün silahların
değil bir, bin defa da alçakça yakasınız naif bedenleri nafile,
Bin değil bir kez içilsin bu aşkın ağusu
Verilecekse, verilsin cellada emir
Ne yazar…
Yeniden doğarım,Türkülerde, Nağmelerde Şarkılarda, Stranlarda Klamlarda ve Cellatların ve zalimlerin daim kalbinde hançer gibi sesleneceğim derin çığlıklarla HER GÜN bin kez ölecekler…
BEN OZANIM OZAN…..!
YANİ SONSUZLUK VE AŞK VE ÖTESİ…!
Bedenlerimizi cadı avı gibi yakabilirsiniz, ama sonsuzluklarca Türkülerimiz ve fikirlerimiz yaşayacak, onları öldüremeyecekseniz, eyyyy yobazın oğlu yobaz, yezidin oğlu yezid…!..
Nasılsa yeniden doğarım
Bekler beni milyarlarca rahim
AMA, Bu kez adım özgürlük olsun!
Dündar sansur