“MUHTEŞEM İKİLİ…!”
“MUHTEŞEM İKİLİ…!”
Zor demlerin, kara kış, zemheri, kar boran, açlığın ve ölümün kol gezdiği, herkesin Cebinde kefen parasını taşıdığı zamanların bin bir koşul ve şartlarında, kah ezile kah büküle, kah bin bir çeşit ihanetlerle yürekleri parçananan aynı şehrin ayrı mahallelerinde doğup büyüyen iki insanın kısa enteresan biyografisini göreceksiniz..
Kimi Haburda araç kuyruklarında ekmek yumurta ve su satarak, işçilik yaparak, kimi Habur’da iş takipçiliği yaparak geçirdi çocukluklarını yaşamadan.. ve sürüvenlerini hayalleri ile bütünleştirerek genciğe adım attıklarında, ölümün kol gezdiği Uludere yollarında ölümlerle dans ederek, şoförlük yaparken, diğeri ilk işini kuruyordu, kuyruktan kazandığı para ile ortaklı bir dondurma ve sonrada tavukçu dükkanı kuruyordu Silopi’de.
ve sonrası iş yaşamının ağır koşullarının altında, ekmeğin aslanın midesinde olduğu günlerde, Uludere, Şenoba, Cizre, Kızıltepe, Gaziantep,İstanbul, Mersin Adana, Tekirdağa kadar uzanan iş yaşamları başlar…En yakınlarının bile zaman zaman dışladığı, hor gördüğü, ötekileştirdikleri mutlaka bir gün bir kazığa oturacak dedikleri ve sürekli yıkıcı eleştirilere maruz bıraktıkları ama onurlu ama yürekli ama mert, ama şerefli iki insan..
Her birisi kurdukları işlerde defalarca iflaslara uğrayan iflasların eşiğinden dönen, kah tefecilerin zulmü, kah, Bankaların zulmü, kah onlarca tekrarlanan dost kazığı ve daha neler neler…vs vs
***
Ve Kaderin cilvesi bu ya, milyarda bir araya gelmeleri olanaksız olan bu iki insanı Kader bir oyun oynar gibi onları bir araya getirir, getirirde, amma, kader onları bir araya getirdi pir getirdi…!
***
Evet, onlar, bitmek bilmeyen enerjileri ile, hayret edilecek bir azim ve mücadele ruhu ile, adeta kendilerini aştılar, toplum onlar için bir kere daha bittiler artık yok oldular derken, öyle bir ayağa kalktılar ki şapka çıkartmamak elde değil. İflas ettiler bittiler tartışmaları daha memlekette sürerken çalkanalırken, bi baktık bir ataya gelen “muhteşem ikili” iflaslarının üzerinden daha bir sene bile geçmeden, iman gücü ile Silopi’nin en büyük isdihtam yaratan firması olmayı başardılar., öz be öz Silopili gencecik insanlarına “abartı değil bir çatı altında 110 insana”iş olanağı sağlayarak Silopi’ye en büyük katkıyı sağlayan şirketi oldular..! Artı 60 Silopili genç insanlarının daha alınacağı yeni kurdukları mobilya fabrikasını söylemedim bile…!
Onlar, memleketin bazı hayırsız evlatlar gibi Batıya değil kendi doğdukları şehre Silopi’ye GIRGA AMOYA istihdam sağlayan projeleri “ciddi anlamda riskler alarak”hayata geçirerek hem büyük bir alkışı hak ettiler hemde bu vesile ile memleketlerine vefa borçlarını ödediler…
Sadece buda değil, onların bir çok hayır işinde parmakları da vardı… Okullara kitap,garibanlara ekmek, kışın elbise, yazın gıda yardımı ile yüzlerce Silopi’li ailenin “reklamsız” yüzünü güldürdüler.!
Sadece buda değil, Uyuşturucu bataklığına kapılmış 3 gencecik insanı tekrar topluma kazandırmak için onlara hem iş hemde yüreklerini vererek onları o bataklıktan kurtarmayı başardılar. Maalesef geçen sene onlardan biri yaşamını yitirdi. Uyuşturucu bataklığından söküp aldıkları ve sonrasında vefat eden bu insanın ailesine nemi yaptılar?
Bu iki güzel adam, yanına aldıkları ve vefat eden topluma kazandırdıkları kirada oturan yetim çocuklarına “zekat değil” bildiğin daire satın alarak, gariban eşi ve çocuklarının başlarını sokacağı bir daire alarak, onları ev sahibi yaptılar.ve hala o aileye bakmaktalar.! O çocuklara sahip çıkmaktalar…
Sever sevmesiniz, ama benim nazarımda onlar birer kahraman…!
Yakında faaliyete geçecek olan mobilya fabrikası ve tekstil atölyesi ile beraber yaklaşık 200 Silopili insana iş veren, ekmek veren bu iki insan, “Silopi’nin onlarca 100 milyon dolarları olan insanları dururken, ve öz be öz Silopi’nin hayırsız evlatları diyeceğim, Silopi’de bir çivi bile çakmadan, Silopili bir öğrenciye bile burs vermekten aciz, kazandığı milyonlarca dolarını gidip Mersin’e G.antep’e bilmem ne nereye yatıranlar dururken, bu iki insanı gelde kutlama, gelde alınlarından öpme GELDE AYAKTA ALKIŞLAMA…!
Kimmi bunlar, onlar MUHTEŞEM İKİLİ…!
Onlar Kahramanlarım, Silopi’ye GIRGA AMOYA, Silopililere, Gencecik İnsanlarıma “Bir Çatı Altında”Silopi Tarihinde Bugüne Kadar Görülen En Büyük İş Olanağı Sağlayarak Bir İlke İmza Atan Yüreklerini Öptüğüm Mert, hayırsever, Hümanist ve gerçek vatansever İki Güzel Kardeşim..
Kimmi Onlar, Onlar Gururlarım,
“ZEKERİYA ÖKTEN (NAMI DİĞER HECİKO) VE İSKENDER ACAR…!”
Yolunuz Ve Bahtınız Açık Olsun..
Not; Şayet “geldiği günden beri halkın arasında çıkmayan garibanların yüzünü güldüren, mütevazi kişiliği ve alışageldiği bir bürokrat gibi değil, prüsüdürü bir kenara bırakarak, mesaisinin büyük çoğunluğunu halkın arasında egosuz geçiren ve alışık olmadığımız bir kaymakam portresi çizerek (BENİ ŞAŞIRTAN) takdir toplayan Silopi Kaymakamı, Can Kazım Kuruca, Bu İki Muhteşem İkiliye, arsa temin ederse,’
Ökten ve Acar kardeşlerim, bir ilke daha imza atıp 500 Silopili İnsanın Çalışacağı Bir Fabrika Daha Acacaklar. Hemde Hemen Başlayacaklar. Kefilleriyim…!
dip not; onlar, iş-kur üzerinden alınan işçilerin yine iş-kurun verdiği asgari ücret maaşlarının “bazıları (ADİLER) gibi bir kısmına maaşın yarısına el koymadan indira gandi yapmadan” maaşlarının tamamını vermekteler.(!)buda biline…!
Yani, ‘Sezar’ın hakkı Sezara,” hak edeni över, zulmedeni, ezeni, kibirliyi, haksızı yererim affım olmaz vesselam…
Sevgi ve Barışla…
Dündar Sansur..
