25 Nisan 2024

ŞIRNAK HABER

Haktan Yana Halkın Yanında

“BİR OĞULDAN BABA’YA MEKTUP…!’

“BABALAR GÜNÜ ANISINA….!”
“BİR OĞULDAN BABA’YA MEKTUP…!’
Merhabalar elleri öpülesi güzel insan, bugün Babalar günü, Öncellikle belirtmek isterim ki, amacım duymak istediklerin değil bilmen gerekenler olacak bu yazımda, sadece 22 yaşında olan benim sadece benim”senin deyiminle” empat yani samimiyetle gördüklerim en önemlisi hissettiklerimdir kaleme dökülen, Babam Sevgili Dündar Sansur, inan yada inanma ancak, bu nettir, senin gibi bir babaya sahip olduğum için kendimi aşırı derecede şanslı hissediyorum.
(sadece bugün değil hergün) Bana kardeşlerime abime karşı bir efsane sözün ile devam etmek istiyorum. ” en büyük hedefiniz-davanız, amacınız, misyonunuz vizyonunuz, “ sadece İYİ bir İnsan olmak olsun” derdin, çünkü, iyi bir insan kaçınılmaz olarak iyi Müslüman iyi bir Kürt’tür, Türk, Arap, Çerkez Yada İskoç’tur, fark etmez olay iyi bir insan olmakta biter her şey derdin. Yani zulüm bendense ben, benden değilim misali ” Üstadım dediğin, Amcam çok Sevdiğim gazeteci yazar Cudi Ökten’in deyimi ile büyük Üstadım; bize, kardeşlerime hep derdin ya, insanlar arasından asla fark gözetmeyin, Dili, Dini, Rengi, Irkı, Mezhebi, fikri düşüncesi, aşireti ne olursa olsun asla insanları ötekileştirmeyin, önyargılı olmayın, onları anlamaya çalışın, empati kurmaya her zaman daha fazla çalışın, bu insanları anlamada size çok yardımcı olacaktır…
Kesinlikle Size yapılan kötülükleri affedin, ama unutmayın, en büyük intikamınız her zaman affetmek ve daha çok iyilik yapmak olsun derdin, bir karıncaya bile zarar vermeyin, doğaya, hayvana daima saygılı olun, konumu durumu ne olursa olsun asla hiç kimseyi hor görmeyin, kibir ise en büyük düşmanınız olsun. Ego ise en büyük aynanız olsun, değişimiz adına, Hoş görü ve Sevgi ise daima kıbleniz “yani Mekke’niz” olsun derdin ve ben ne zaman bunlara dair bir fikir geliştirsem ve harekete geçsem hep seni ve bize öğrettiğin bu kutsal öğretileri hatırlıyorum,
Bu başlı başına bir hayat felsefesi konumuna oturmuş benligimde.
Bazen ailecek, yemek esnasında, bazen bir belgeselin tam ortasında, bazen çay molasında, bazen de öylesine derin yada nedensiz bir demde, bize hep yaho, Spinoza’yı, Decart’ı, Ahmet Yesevi’yi’ Yunusu, Şemsi, Rumi’yi, Sidarta’yı, Sokrat’ı, Zennon’u, Thales’i, Paracelsus’u, bilge kral dediğin Marcus’u, Seneca’yı, yada Epiktetos’u veya Aristo yada Diyojen, en önemlisi Muhamedd’i, İsa’yı, Musa’yı VE ÖTESİNİ iyi okuyun ama okuyun VE HEP SORGULAYIN ASLA YARGILAMAYIN derdin ya, yıllar yıllar önce, ancak şimdi oku oku oku dediğin ya ısrarla bana ve kardeşlerime ısrarla, kafamıza vura vura kazıttığın bilge olma yolunda, yada iyi bir insan olma yolundaki erdem dinini, emin ol tamda şimdilerde yüzlerce kitap okuduktan sonra daha iyi kavrıyorum. Çünkü, 8 yaşımdan beri “ısrarlı ısrarlı”zorlamalarınla hep kitap okudum, okudum, okudum okudum ve hala okuyorum ve okudukça cehaletimle yüzleşiyor, kelimler beni bana anlatıyor hatırlatıyor, asıl düşmanlığın yarı bilgi olmanın yada asıl okumanın sistemlerin, devletlerin verdiği okullarda üniversitelerde eğitim olmadığını, asıl eğitimin kitap okumak, İnsan okumak, gözlem yapmak, analiz yapmak, asla yargılamamak, ama durmadan, “sistem, din, bilim dahil,” sorgulamaktır- ve ahlaklı olmak erdemli olmaktır dedin hep dedin değerli babam.. şimdi biraz daha iyi anlıyorum, tam olmasada…(!)
Değerli babam, Bize kattığın onca ve o kadar ruhsal-sosyal ütopyalar varki, kelimelere sığmaz, bize daim kitap okuyun dedin”hiç unutmam daha çok küçüktük,bana abime ve kardeşlerime hep derdin( İNSANLAR İKİYE AYRILIR, KİTAP OKUYANLAR VE KİTAP OKUMAYANLAR DİYE” ve o yaşlarda bize kitap okumanın iyi bir insan olma yolunda ne denli işimize yaradığını durmadan anlattın, Başarılı olmanızı istemiyorum, para sahibi olmanızı istemiyorum, makam sahibi olmanızı istemiyorum” AMA MUTLU OLMANIZI İSTİYORUM BUNUN YOLU KENDİNİZİ TANIMADAN GEÇER, BUDA BİLGELİKTİR DERDİN….! ve şimdi anlıyorum, ve kitap okuduk ve okumaya devam edeceğiz de,bu bir” insanı” ütopyaya giriştir, ben bu öğretilerle bir Zana’izm ürettim, ve bunun baş mimari ben değilim, hayır kesinlikle ben değilim, ben yaşıyorum ama sen bizlere o yolu açtın, düşünebilme, sorgulayabilme, tüm insani ve etik boyutları sen bizlere kitaplar yoluyla ilettirdin.bunu hiçbir şekilde ödeyemem,ödeyemeyiz.
Baş mimar sensin aslında..
Dünyaya gelen bütün insanlar, yaşamları boyunca bu 2 seçenekten biri olurlar, 3. Yol ve seçenek yoktur derdin, “ya tarih olursunuz ya tarih yazarsınız” derdin, “Tarih olmak ve Tarih yazıp tarihe geçmek” Babam tarihe adını gerisinde eserler bırakarak altınla taçlandırdı. Bu benim için çok değerli ve yüce bir olgu…
Umarım bir gün bizde “sizin gibi”tarih yazıp tarihe geçebilecek eylemler gerçekleştirip gurur kaynağın oluruz..
*
Kendi adıma bunu gerçekleştireceğime inanıyorum, bu günün birinde mutlaka olacaktır, ha bilirim ana fikir meslek sahibi olmak değildir, kesinlikle değil, o zorunlu birşey hayatını devam ettirebilmek için bir işin olmak zorunda…!
Ama sadece çalışarak iş yaparken “çok zengin olarak ölen” tarihe geçen birisini ben görmedim, duymadım..İş yaparak zengin olan birsinin heykelini bulamasınız hiçbir başkente… yani insanlar ürettikleri enerjileri kadar, alan yada aura sahibidirler. Bunu bilirim babam, ve bende yolundan gidiyorum ve en yakın bir zamanda sana-anneme ve sevdiklerime bir sürprizim olacaktır. İnş gerçekleştirmek nasip olur…
*
Senin deyiminle insanlar ikiye ayrılır “yemek için yaşayanlar, yaşamak için yiyenler,”
Bilirim ki, karıncanın bile Rızkını veren Rabbim, bizi unutmaz, ama asıl mesele biz sadece yemek yemeğe, egosal bedensel ihtiyaçlar için, yada sadece evlenip çocuk doğurmak için gelmedik Dünyaya, gelmezimizin kutsal bir anlamı vardır, oda zarar vermeden iyi bir insan olmanın davasıdır.
Bunu da sen öğrettin ve okuduğum kitaplardaki bilgeler, filozoflar, Peygamberler şairler öğretti bana ve bize…
İyi bir insan olmanın çok bedeli vardır bilirim, o bedel bazen, aç kalmak, bazen yalnız kalmak, çoğu zaman anlaşılmamak, ve her zamanda bu öğretiyi anlamayan- anlayışlar tarafından dışlanmak bazen de cezalandırılmaktır, bunu anlamak için öğretileri ile dünyanın bugün döndüğü o kutsal bilgelerin yaşamlarına bakmak yeterli sanırım..
Kısaca Tarihe geçmenin yollarını senden öğrendik, zorluklara karşı başkaldırıp direnmeyi, çok zor bir yaşam ve zamana rağmen pes etmemeyi gene senden öğrendik, bu yaşamda en Kutsal zenginliğin (para sahibi olmak olmadığını) İyi bir Ahlaka sahip olmak olduğunu bize öğreten yine sensin, zalime, zulme, her türlü haksızlığa boyun eğmemeyi, mazlumun yanında bedeli be olursa olsun durmayı, “alçak olmaktansa aç kalın” demeyi en büyük intikam yine iyilik ve affetmek, ama unutmamaktır kötülüğü diyen ve bize öğreten sensin, bu değeli öğretilerinle büyüdük, filozofom olduğunu Üniversiteye gidince Bize okulda ders veren profesörleri dinleyince “seni daha iyi anladım.! Babam, emin ol, o koca koca profler, ilk okul mezunu olan babamın dediklerinin ötesine gitmediler…! Gidemediler..! gördüm bunu yaşadım bunu….
*
Bunları hayatım boyunca unutmayacağım…
Bir gün eğer tarihe geçersem baş mimarım kesinlikle babam oldu diyeceğim…
Yaşadığı ketum ve bir çok anlamda kurak ve çorak coğrafya da, ailesi dostları dahil hiç kimseden destek almadan, sadece kitapların desteği ile ve yüreği ile, yazdığı kitaplar, yazılar şiirler, romanlar, hikayeler, masallar, ve aşık olduğu Botan’a, Mezopotamya’ya Kürdistan’a Kısaca barışa aşkınlığa yüreği ile ile Tarih yazan ve (çok az insana nasip olan bir şekilde ölümsüz eserler bırakarak Tarihe geçen her türlü haksızlığa va iftiraya, komplolara, ihanetlere rağmen yılmadan, bıkmadan, geceli gündüzlü durmadan iyilikten vazgeçmeyip, fakire garibana kul kanaat olan, mazluma ses olan, zalime korku olan, yarattığı kendi felsefesi ile bu coğrafyada koca bir FARKINDALIK YARATAN koca yürekli insan, değerli babam, SAYIN DÜNDAR SANSUR, sana Ne kadar teşekkür etsem,etsek az kalır,teşekkür etmenin bir sınırı yok..
Senin bize verdiklerin, bizde yaşam bıraktığın ve bu yaşamı ileriye taşıyacaklar imiz…..
Saygı, hürmet minnet ve teşekkürler…!
Son olarak;” tekrar vurgulamak gerekirse;” Her insanın bir kahramanı idolü vardır benim ki de sensin.
Okuduğum kitaplar bana hep senin söylediklerini söyledi. ” Okuyup Okutturup, hissedip hissettirerek, yaşayıp yaşattırmak” bu hayat felsefesine senin sayende ulaşabildim. Bu “okumak”bahsi sadece kitap okuma değildi. Bu bir basamaktı.
Ve o basamağı geçmeden diğer basamaklara geçmek imkansızdı. Basamakları saymak istiyorum: İnsanları okumak, kainatı okumak, verdiğimiz nefesi okuyabilmek, Mazlumların yüzündeki masumiyeti okumak, en önce İyi BİR İNSAN OLSUN EN HEDEFİNİZ Ben ilk basamağı geçtiğimi düşünüyorum lakin önümde binlerce basamak daha var ve ben sürünerek olsa bile o basamaklara ulaşmak için elimden geleni herşeyi dostlarım olan kitaplarla ulaşacağım inşallah.
Okumadan yaşanılan bir hayatın hiçbir değeri olmadığını düşünüyorum. Senin yolundan gitmeyi istemenin verdiği mükemmel bir enerji var.
Bu felsefeyi bende oluşturan Üstadım , Arkadaşım BABAM, Babalar gününü en içten duygularla kutlarım, ellerinden öperim. Tarihe adını yazdıran bir babanın oğlu olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşarıyorum.
Bende oğlumun, benim ve dedesinin tarihe adını yazdirmasini görmek ve benim hissettiğimi hissettirmek için yapmam gereken okumak daha çok okumak..
Saygıyla Vesselam..
Oğlun…
BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN…..
HAMZA’NIN ZANA’NIN, AZAD’IN, CIWAN’IN VE ELİF XEZAL’IN BABASI, SAYIN GAZETECİ, YAZAR DÜNDAR SANSUR;”ONLAR (KARDEŞLERİM)ADINADA SANA MİNNETTARLIĞIMIZI İFADE ETMEK İSTERİM….!” ŞÜKRANLA HEP HEP HEP…..!
Malatya İnönü Üniversitesi Halkla ilişkiler bölümü 4. Sınıf öğrencisi
Zana- Barış Sansur…!

Bir yanıt yazın

Copyright © 2005 Şırnak Haber, Her hakkı saklıdır. | Newsphere by AF themes.