BAKIŞ AÇISI…
BAKIŞ AÇISI
Bireylerin hayatları boyunca verdikleri kararlar, takındıkları tutumlar ve olayları analiz biçimleri hep yaşama bakış açısı ile belirlenir. Toplumsal duruşumuz, alışkanlıklarımız hep bu bakış açısının sonucu şekillenir, dışarıya davranış şeklinde yansır.
Yaşama bakış açımız ile oluşan davranışlarımız ve tutumlarımızın bazen doğru ve bazen de yanlış özelliklere sahip olduğu su götürmez bir gerçek.. Nitekim ünlü Fransız deneme yazarı Montaigne şöyle der “doğru bir kürek suda eğri görünür, önemli olan bir şeyin görülmesi değildir, yalnız nasıl görüldüğü de önemlidir” Evet bu tespiti ile tutum ve davranışlarımız her ne kadar bizim için son derece doğru ve gerçekçi özelliklere sahip olsa bile aslında karşı tarafın da bakış açısının önemli olduğunu bize net bir şekilde anlatır. Bu şekildeki sorunu aşmanın yegane yolu ; kendimizi her zaman başkaların yerine koymak ve karşı tarafın da bakış açısıyla olayları değerlendirmek olduğunu da anlatır Montaigne’in tespiti.
Sözkonusu yöntem bizi çoğu yanıştan kurtardığı gibi soruna çözüm şansı da sağlar. Yine yazar Giordano Bruno bu konuya şöyle değinir “İki şey çözüme katkı sağlar: Bakış açısını değiştirmek ve karşındakinin yerine kendini koyabilmek” Düşünür görüldüğü gibi insanların çözüm odaklı düşünmeleri için hem kendi bakış açısını değiştirmesi hem de kendini aynı zamanda karşıdaki kişinin yerine koyması gerektiğini vurgular. Günlük yaşamda çoğu insan çözüm odaklı olmak yerine, bakış açısını değiştirmediği gibi gereksiz bir beklenti ile karşıdaki insanın kendisini anlamaya çalışmasını ister. Halbuki çok pratik bir yöntem ile kendini karşı tarafın yerine koymak bize zaman kazandırır, çoğu çatışma, tartışmaların odağından da bizi uzaklaştırır.
Tartışma anlarında unutulan bir diğer özellik de bakış açısı ile o anki ruh hali veya dünyayı algılayış biçimi. Yine şu anekdot bakış açısı ve ruh hali ikileminin ne denli önemli olduğunu vurgular “Çoğu zaman durumlar değil bakış açısı ruh halini belirler. Bardağın her iki tarafına da bakabilirsin; her deneyim değerlidir. Sadece probleme odaklanırsan çözümleri gözden kaçırabilirsin. Bazen tek yapman gereken çevrendeki güzelliklere bakabilmek” Bu anekdot bize çözüm odaklı olmanın ne denli yararlı olduğunu anlatır.
Öyleyse bakış açımızın her zaman çözüm odaklı olması gerektiği ve sorunların nihayetinde çözüme kavuşturulması gereken bir hastalık olduğuna işaret eder. Bu bilgi aynı zamanda sorunları çözme kapasitemizin aynı zamanda problemleri aşmamızı sağladığı gibi hayatımızda bizim için önemli bir hedef olan mutluluğu da getirdiğini net bir şekilde açıklar.
Olumlu yaklaşım ve sorunları çözmeye dönük bakış açımızın bir diğer avantajlı tarafı bu doğal yeteneğin sürekli kontrolümüz altında olması yönüyle ön plana çıkar. Bazı dışsal durumlar üstünde kontrolümüz olamazken, bu doğal yeteneğimizin ise tamamiyle bize ait olması ve varlığımızın bir parçası olması şans olarak görülmeli. Dolayısıyla olumlu ve çözüm odaklı bir bakış açısıyla kontrolümüzde olmayan bir sorunu salt bakış açımızla çözüme kavuşturmak son derece mümkün.
Akıl her insanın sahip olduğu en kıymetli varlık. O zaman siz siz olun çözüm üretmek için mutlaka bakış açınızı her zaman sorgulayın.
Mesut Balta..