“ANA DİLDE (KÜRTÇE) EĞİTİM BİR HAKTIR!”
“ANA DİLDE (KÜRTÇE) EĞİTİM BİR HAKTIR!”
Kürt’çe Sadece Seçmeli Ders Değil, Eğitim Dili Olmalı ve Anayasal Güvence altına alınmalı ki, Ülkemiz Bu Utançtan Kurtulsun.!
“Not; Biliyorum yazı uzun, ama Bu yazıyı yazmak tam 5 saatimi aldı, okumak ise sizin 30 dakikanızı almaz..! ” Keyifli okumalar…..
Dünyanın her yerinde, özellikle en gelişmiş ülkelerde başta Fransa olmak üzere İspanya da, Fransa’da, Sırbistan’da, İngiltere, İsviçre, Norveç, Finlandiya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, Pakistan, Bolivya ve daha sayamadığımız onlarca devlet te iki yada 3-4 dil ile eğitim-öğretimin yapılmasının yanı sıra yine birden fazla dillerin o ülkelerde anayasal güvenceyle korunması, o ülkeleri bölmediği gibi o ülkeye ayrı bir zenginlik olarak katkı sağlamakta… Bunda bir sorun yok olamaz da, bilakis olması bir insanlık ayıbı olarak görülür. Hatta daha da öteye götürebiliriz, Allah’ın yarattığı nesnel öznel, canlı cansız her şey, yine Allah’ın birer ayetleridir şeklinde din alimleri her koşulda bunu dillendirirken, birilerinin hala ve hala ısrarla faşizan bir dille, Kürtler yok, Kürtçe yok… Yada “tamam” Kürtler var, ama Kürtçe bir eğitim dili değildir, Kürtler kendi dilleri ile eğitim göremezler, yapamazlar, edemezler vs çerçevesinde Kürtçe yok ve bir eğitim dili dili değildir olamazda diyerek Allah’ın yarattığı bir dili inkar etmek,” Göklerin ve yerin yaratılması, DİLLERİNİZİN ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır. (Rûm – 22”)Allahın birer ayeti olan bu dili inkar kadar, Allah’ıda inkar etmektir. Desek kesinlikle abartı olamaz!.
**
Kürtlerin varlığına ve Kürt diline tahammülsüzlük, Kürt fobisini “beyinlerinde” bir türlü yok edemeyen faşist bir anlayışın ürünü uygulamalardır açıklamalardır. Oysaki bu ülkenin kurtuluş mücadelesinde onlardan daha önde bir inançla düşmanların süngülerine naif bendelerini siper edenler Kürtler olmuşlardır. Kürtler bu ülkeyi elbette seviyorlar, ve ayrılmak bölüşmek istemiyorlar. Ancak, en insanı haklarını, demokratik haklarını istemeleri de talep etmeleri de doğal karşılanması gibi verilmesi de en tabii hakları şeklinde algılanmalı şeklinde seslerini legal anlamda yükseltmeleri de kabul görülmeli!….
**
Gelişen dünya konjonktürün de teknoloji başta olmak üzere bütün sektörlerde gündelik devrimlerin yaşanması baş döndürücü bir hızla değişim ve gelişimlerin yaşanması beraberinde bir çok ezberin bozulmasını da getirirken, birileri hala utanmadan haykırarak bin yıllardır kendi coğrafyaların da Kürt dilini kullanan insanlara hakaret ederek, bu dile bilinmeyen dil şeklinde yaklaşmasını anlamak ise mümkün değildir.
**
Güven vermenin, Kürt dilinin bir eğitim öğretim ve yaşam dilini anayasal güvenceyle kabulünden geçtiğini de bilmekteyiz. Bu yaklaşım asla ülkeyi bölmez, bölemez, Hiç unutmam, yanılmıyorsam 9 yıl önce Selahattin Demirtaş, “Türkiye’de bölücü, etnik çatışma yaratacak projede yer almayız. Biz şimdilik halkın kendi alanında iki dilli bir hayat kullanılsın dedik. Kürtçe resmi dil olsun demedik. ” diyor. Daha nasıl yaklaşılması gerekir onu da siz izah edin.
**
Bugün, bu ülkenin en aslı vatandaşları yurttaşları olan Kürtler, Diyarbakır’da, Mardin’de, Siirt’te, Batman’da; Van, Şırnak, Bitlis, Hakkari, Muş, Erzurum, Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan, Ş.Urfa, Adıyaman, Gaziantep, Sivas, Tunceli, K. Maraş, Erzincan, Bingöl gibi 22 İl ve Kürtlerin olduğu diğer coğrafyalarda bu dili binlerce yıldır kullanmaktalar. Ve bugün Kürtlerin Demirtaş’ında izah ettiği gibi Türkiye’den ayrılmak gibi bir düşünceleri yoktur. Buna inanmamakta özgürsünüz ama bu bir gerçektir. Korkmamak, cesur adımlar atmak, Kürt diline özgürlük getirmek, Türkiye’de iki dilli bir yaşamı yaratmak kime ne zarar getirir?
**
Ancak bunun olmaması durumunda bu ülke bir ayıpla,” dünyaya güzel bir fotoğraf çizmeyecektir. Bunun kaybının da Kürdü ile Türkü ile hepimiz çekmek durumunda kalacağız! Ondan, “Allah’ı inkar etmediğini söyleyenler, Kürt diline bilinmeyen dil demekten vazgeçip bu komediye bir son vermeleri ve bu dili anayasal güvenceyle korunmaları eğitim öğretim dili olarak yaşamda yer bulma koşullarını yaratmaları şarttır diyorum…
**
Bu noktada ana dilde Eğitim, insani ve temel bir hak olarak karşımıza çıkmakta.. Herkes bu haktan eşit olarak yararlanmak durumundadır. Anadilde eğitim hakkının gaspı insani ve çağdaş değildir. Anadilde eğitim bireyin sadece kendi dilini değil ikinci, üçüncü dilleri de daha hızlı ve iyi öğrenmesini sağlar, okul başarısını arttırır. Bunları tartışmak, yok saymak, inkar etmek, çeşitli manipülasyonlarla ve gereksiz korkularla saklamak Allah’ı inkar etmekle eş değerdir diye düşünüyorum. Sanırım anadil eğitimine karşı olanlar, kendilerini bir anlık olsun anadiliyle eğitim yapmayanların yerine koyarlarsa olayın ciddiyetini ve vahametini kavrarlar, insafa gelirler ve herkesin, bu arada Kürtlerin de anadiliyle eğitim yapması için çalışırlar.
**
T.C. anayasanın 42. maddesine göre ‘Türkçe’den başka hiçbir dil eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların esasları kanunla düzenlenir.
**
Türkiye’de 35 milyon kürdün yaşadığı varsayılmaktadır. Bu durum Kürt halkının Türkiye’de yaşayan halklar arasında önemli bir konuma sahip olduğunun göstergesidir. Kürtlerin anadiliyle eğitim yapması, hatta daha düne kadar Kürtçe konuşması bile ‘çakıl taşı, vatan, Sakarya’ edebiyatı yapılarak yasaklandı. Mezopotamya’nın en eski halklarından biri olan Kürtler, tüm baskılara rağmen anadillerini unutmadılar. Şunu kabul etmek zorundayız Kürtçe bir ulus dilidir. Ama halen yasaklıdır. Halen Kürtçe diliyle eğitim yapılamamaktadır. Yıllardır akla gelmedik yöntemler, baskılar ve yasaklamalarla Kürt diline gem vurulmaya çalışılmasına rağmen unutturulamamıştır. Kürt çocukları anadiliyle eğitim yapma hakkından mahrum bırakılmıştır.
**
Ak Parti Döneminde, kısmen de olsa diğer hükümetlere oranla gerek Kürtçe yayın yapan Trt şeş, Kürtçe dergi, gazete ve kitapların basımı ve kursların açılması gibi memnuniyet verici gelişmelerin olması elbette takdirle karşılamaktayız. Ancak çok yetersiz ve eksik durmakta…!
**
Anadilde eğitim evrensel bir haktır. Bilimsel anlamda kişinin gelişimi ve eğitim sürecinde başarılı olması için anadilde eğitim en temel koşuldur. Vatan bölünür, üniter devlet yapısı bozulur mantığıyla halen anadilde eğitim yasaklanarak bilime ters düşülmekte ve çağdaş dünyadan uzaklaşılmaktadır. Bunun hiç kimseye, bu düşünceyi savunanlara bile yararı yoktur, olamaz da…
Önce bir yanlış anlamayı düzeltmek gerekiyor.
Erdoğan “Kimse bizden resmi olarak anadilde eğitim beklemesin, Türkiye’nin resmi dili Türkçedir” dedi.
Anadilde eğitim talep edenler Türkiye’nin resmi dili Kürtçe olsun demiyorlar ki.
Türkçe resmi dil olarak kalmaya devam edecek.
Fakat isteyen, okulda tıpkı İngilizce ya da Fransızca gibi anadilinde de olarak Kürtçe alabilecek.
Bölünme korkusunu bir kenara bırakabilirsek bunda ne mahzur var?
Anadilde öğrenim, BM sözleşmesinden AHİM kararlarına en doğal hak.
Kanada’dan Amerika’ya, Fransa’dan Almanya’ya çok farklı uygulamalar var.
Bütün mesele Türkiye’nin kendisine uygun bir model geliştirmesi.
Fakat daha baştan yanlış bir önermeyle kapıları kapatırsanız, konuşacak bir şey kalmaz.
**
Şu an ilköğretimde haftada 4-5 saatlik ‘serbest etkinlikler’ diye ucu açık ders saati veriliyor. bunun yerine Kürtçe dersi konulsa, Kürtler-Türkler bu dili beraber öğrense caminin MİNARESİMİ düşer? İngiliz’in, Alman’ın dilini öğretiyorsunuz bu çocuklara da neden kardeşinin, kapı komşusunun, mahallelisinin dilini reva görüyorsunuz?
Dünyanın bir çok bölgesinde buna benzer onlarca örnek gösterilebilirken, ülkemizde bu durumun (Kürt dili üzerinde eğitim görmenin) hala bir yasak olarak anayasada yer alması kanımca bir utanç olarak vicdanlarda yer almakta!.
*
Sevgi ve barışla..
haber portalları sitelerinin imtiyaz sahibi
Dündar Sansur.